Acılar ikliminden
Transfer olan mevsimlere
Cemre diye düşmeden
Kerbela resimleri,
Budamak gerekir
Uzatmadan karanlığın boyunu,
Bir bağ bozumu mevsiminde
Uyku kulelerini ateşe verip
Gönül dağlarında,
Ne bitmeyen bir kahramanlığın satır aralarında
Ne birütüs kokan ihanetin Neron yalnızlığında,
Geciken bir güneş yapıştırıp karanlığın alnına,
Yeni doğan bir güne merhaba deyip… Kirli
Sakallarımızdan dökülen İstanbul ‘suzluğumuza
Mavileri mağaralarda bekleyen bir yengeç olmasın yüreğimiz
Yüzümünüzün atlasında bir teneşir tahtası olmasın
Kendi ölümüzü yıkamaya bulamadığımız yer,
Yahu şöyle gün içine uzanıp, ak memeden süt içen bir çocuk gibi,
Sessizce, kimsesizce yavaşça dolaşsak kıvrımlarında uçurumların,
Kimse dokunmasa örneğin kendi intiharlarımızın sükûtuna,
Bu verilmiş beden, bir Allah, birde yalnız bizden sorulsa,
Karışmasa gözbebeklerimizde büyüyen bir çiçeğin anatomisine kimse,
Çekin gidin göğsümüzde ki kıllardan, açık kalsın yakası gömleğimizin,
Şöyle özgürce dolaşalım caddeleri, difteri nöbetine tutulmuşların
Gölgesi düşmesin gölgemize, kendi hayatımızı kendimiz yaşasak örneğin.
Ne bir hayal,
Ne bilim kurgu,
Yıksak istinad duvarını korkularımızın
Şemsiye istemiyoruz
Tepemize süngüler inmesin yeter…
Kayıt Tarihi : 20.12.2006 22:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
mecburi ikametlgahların beynimizden bıraktığın kalıntılar üstünde..kelimelerle jimnastik yapıyoruz...iyi geliyor..şiir...ne varsa yazmak geliyor içimden..yazmaya çalışıyorum..rastgele..saygılar
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!