Sürekli ertelenen bayramlardı yarınlar,
Sitem kanatlarında havalanırdı hüzün;
Dağ başlarına çöken duman içimizdendi,
Farkına varamazdık candan güldüğümüzün...
Bir kavalın sesinde meleyen umutlardık,
Ezgimiz yankılansa yeşil-çam soğururdu;
Yap-boz resimlerinden beter yürek sancımız,
Aksimiz aynalara siyah-beyaz vururdu...
Gençlik heveslerimiz iğne titreşimlerle
Baş döndüren arabesk makama kurulurdu;
Moda terânelerden giydiğimiz kişilik,
Meşrebine göz kırpan yıldızdan sorulurdu...
Kirpikler harman sürse yüreğimiz düvendi,
Böyle kaç kez fır döndük aşkın samanyolunda;
Âtiden araklanmış Cennet avanslarını,
Şeytanlara kaptırdık o gönül toyluğunda...
Ham ervah imbiklerden süzülen hüsranları,
Pusuya düşürdükçe karşıt tez ustaları,
Alaca karanlığın izbe sokaklarında,
Albız’a çırak durdu izm’in ruh hastaları...
Ölüm, dirim bir oyun gündemin pandülünde,
Kanımız yer suvarsa kanmazdı kara toprak;
Işık ve gölgelerdik parçalanmış bütünde,
Her mevsim sonbahardı, döküldük yaprak yaprak...
Hatırlar mı Sevgili, o karambol düşleri,
Ketenpereye diyet sevdâ donukluğunu? ..!
İşitse inanır mı, sır döken aynalardan,
Bir zamanlar gerçekten Sevgili olduğunu? ..!
Alçaktan pikelerle o devrin gizlerini,
Kuş bakışı görenler şimdi sistem kankası;
Ihlamur sinelerde menekşeleri vurdu,
Altmış sekiz neslinin kırlangıç fırtınası...
Özgeleşme yolunda benliğine yabancı
Aktörün duplörüne mankurt desem del’lenir;
Hatasını anlayıp kendisi olmayana,
'Dağda deve gördün mü (?) ', diye sorasım gelir...
Hızlı değişimlerin kan’ser anılarını,
Andıkca burulurum saçma sapan bularak;
Bugün daha devingen dönüşüm sürecinde,
Özlemler özleşmeli, geçmişten ders alarak.
YUSUF BİLGE
Yusuf BilgeKayıt Tarihi : 20.2.2009 14:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Almış sekiz kuşağından günümüze...........!

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!