Sık sık saçlarımı okşayıp,
gözlerimden öperken,
Şöyle derdi bana,
Çanakkale ve Balkan
Gazisi Dedem;
' Önce bu Yurdu ve Bayrağı
iyi tanı, öğren,
Kimdir Mustafa Kemâl,
yanında bunca kahraman?
Yurdu dört bir taraftan,
sarmışken belli düşmanlar,
Yetmezmiş gibi,
içerde sürerken tüm isyanlar,
Neydi acaba elindeki,
yetersiz imkânlar? '
...
Süngüsü olmayan erler,
saldırmışlar dipçikle,
Ya sıvamışlar kolları,
vurmuşlar yumrukları;
Ya da kazma kürekle...
Ama; hep ayni yürekle,
Çizmişler kanları ile,
Bu günkü hudutları...
Üçüncü Alay,
Üçüncü Tabur Komutanları,
Birer birer şehit olmuşlar,
Bilecik İnönü'de,
Mezuniyet belgesi,
beklerken son sınıfları,
Gencecik Hekimler gönüllü,
can vermişler Çanakkale ' de...
Tam on cephede vuruşmuşlar,
kan barut içinde,
Yüzbinler ya şehit olmuş,
ya yitmişler bu yolda...
Sabır; konuk evlerinde,
inanç yüreklerinde,
Mezarları kaybolmuş şimdi,
yaban ellerinde...
Bazan anlatırdı;
parmaklarının, ateş ederken,
Bir şarapnelle,
nasıl da yok olup, gittiğini.
Halâ o anı yaşar gibi,
irkilirdi birden,
Sonra bağrına sokardı,
üşür gibi elini...
Kırklareli Şiirleri
Kitabından
Nevzat Bilgiç
Kayıt Tarihi : 16.8.2010 00:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.