Baktım ki ömürden kırk yıl geçmiş.
Hazân esmiş, kuruya kalmışım.
Gönül, cânân değil cânı seçmiş.
Kervân gitmiş, uykuya dalmışım.
Küheylan sanırdım ben kendimi.
Meğer bir toynakta paslı nalmışım.
Hind kumaşı görür iken dengimi.
Para etmez, bin yamalı şalmışım.
Gül, sümbül, öz topladım kovana.
Sandım ki petek petek balmışım.
Oysa vaktin söylediği bana;
Gözüm kör, dilim dönmez, lâlmışım.
Hakkı aradım gölge dünyada,
Kırık fincanda, yalan falmışım.
Gemim batmış, günahtan deryada,
Yelkenleri isyana salmışım.
Heybem boş, hep tükenmiş sermayem.
Hazır için yarından çalmışım.
Müflis Yûnûs’dur çarşıda pâyem.
Altın diye bakırdan almışım.
Nisan 2013
1. Lâl: Dilsiz, kırmızıya çalan bir renk
2. Pâye: Nam, ad, şöhret
Kayıt Tarihi : 13.5.2021 00:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!