Kırkıncı Oda Şiiri - Yorumlar

aferim diyelim çok güzelmiş upuzun deve gibi nazar deymesin

GÜNÜN ROMANI HERHALDE....:))

ÜSTADA SAYGILAR

Kendime, sanata, edebi olana ihanet etmeden şiir diyemem buna.

ahmet altan olacak
sonra okuma yazma bileceksiniz
sonra ahmet altanı duymuş ve merak etmiş olacaksınız
sonra aklınız olacak
sonra insan sevginiz
sonra bütün bir hayatınızı sorgulamış olacaksınız
sizi getirenleri ve nereye götürdülklerini
nerede olduğunuzu
ve niçin olduğunuzu
bir 'marangozluk hatası'olup olmadığınızı

sonra görüşleri size uymadığı için üniversite anfilerinde yumurta atarak ahmet altan kovalayacaksınız.

derim ki bütün yazdıklarını okuyun.bunu şiir bulmadıysanız şiirlerini okuyun.okuyun.

sizin seksen odanızda boş bayım.

Şiir ile roman arasındaki en bariz fark,
'' şiir coşkudur romansa çaba''..

Yukarıdaki yazıda da yazar sadece coşmak için çabalamış ..ki zaten satırlar yan yana yazıldığında bu görünecektir..

Coşku ilahi bir şeydir, çaba ise insanı bazen de iblisi, onun içindir ki şair peygamberden sonra en yakınıdır Tanrının. !

Öyle bir odası yoktur şairin, olsa da penceresi açılmaz bu çabaya…!

Behruz Dijurian

bu da bir şiir,
eksiğiyle-fazlasıyla,
bir tarife göre şiir.
başka bir tarife göre bir harar pamuk.
adamın tarzı böyle.
en güzel yanı, insana -görmediği/görmezlikten geldiği -insanlğını hatırlatıyor. bunu hep yapıyor.
büyük hizmet. anlayana.

değerli-değersiz
ünlü-ünsüz.

bu kıstasların sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
çünkü çoğunluk tembel ve önüne konanı/dayatılan zokayı yutmaya hazır. yutuyor da.

bir şekilde basın-yayın-medya ile bağlantısı olan-bağlantı kuran biri,
değerli ürünler/fikirler sunacak yeterlilikte olmasa bile;
alıp başını gidebiliyor.

kanım o ki; bizde, sanatta da böyle olunca sanat kimliğini bulamıyor, evrenselleşemiyor. cüce kalıyor.

öne sürülenler-fırsat bulanlar ünlü oluyor, kabul görüyor.
değerler, değersizler tarafından eziliyor.
böyle olunca da ülkede taşlar yerine oturmuyor.

suçlu;
bireylerin- miskinliği-beleş yaşama alışkanlığı.

konu günün şiirinin yazarının babasından dolayı
bu sektör içinde gelişmiş-palazlanmış olabileceği fikrinden aklıma takıldı.
böylesi çoktur sanırım.
yeteneği-gücü mü vardır, yoksa armut pişmiş ağıza düşmüş müdür.

bilemem,
takdir edecek durumda da değilim.
aklıma takılıyor işte.
*şeytanın gör dediği*

bu yazarı okuyoruz. seviyoruz da.
tarzı var-duruşu var, toplumcu bakışı var.
herkesin dava insanı olması beklemez elbette.
topçular var -popçular var
gaziler var-niyaziler var
laf üretenler var- can verenler var


saygılar
i.durmuş

hoş geldiniz ahmet bey.

''Günün Şiiri'' köşesine galiba yanlışlıkla nesir konulmuş

burada bütün odalar dolu ahmet bey.
kimbilir.
belki de boştur.

aslında doğru biz içimizden geçenlere dur diyoruz hayatımızda o kadar yaşadığımız anlar varki kimi zaman korkuyoruz kimi zaman haksızlığa gelmemek için diretiyoruz kenidimizi yapmamalıyız aslında bunu ama insan oğlu işte
elbet bi yerlerden patlak verecek içimizdeki öfke,sevgi.dürüstlük duygusu belki de hiçbirzaman açılamayacağız ve açamayacağız o 40. odayı
nedendir bilemem ama hayat bize çok oyun oynuyor.belkide allah bizi sınıyor elbet bir bahaneyle bir pişmanlık duygusu bir özlem duygusu içinde bi,rgün ölüp gideceğiz ama artık belki..... çok geç olacak hiçbir zaman insanoğlu yaptıklarından ve yapacak olduğyu şeylerden sorumlu tutmaz kenidini çünkü korkar yalnız kalmaktan çünkü insanlar O KADAR ÇOK YALAKALIK yapıyorlar ki insan kendi kimliğini, bile kimi zaman karıştırıyor
nede olsa ne yaparsak yapalım SON DURAK,KARA TOPRAK!.....