Ne kadarınız gerçek sizin,
kırk odalı şatonuzun kırkıncı odasındaki
kilitler altında sakladığınız gerçek
duygularınızla,
gerçek düşüncelerinizin ne kadarı yansıyor
hayatınıza,
söylenmeyen neler var kuytularda,
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Eğer dost hatırımı sefa ile şad ediyor
veya bir düşman kötülükle benden yad ediyor
Her ikisinden de şakirim ki düşüncemizde olduğu gibi
Biri inayet, diğeri ise irşat ediyor
Bu sözü kim demiş bilmem ki onun lütfü
Canımı iki cihanın gamından da azad ediyor
’’Fark etmez ister ki düşnamla, ister ki dua
Yadı ( anısı) hayırlı olsun o ki bizden yad ediyor.’’
Merhum üstad Mehdi Dijur ( Hamedani)
Çeviri Farsça’dan : bd
Not: Yad = anımsama anlamında kullanılmıştır.
Düşnam= Sav, hakaret, küfür
Sabah şiire bir yorum yazdım, şimdi ise ikinci bir yorum yazma gereği hissettim.
Bendeniz Türkiye’de yıllarca bulunan üniversitede okuyan ve bu değerli dili burada öğrenen bir İranlı şair olarak çoğumuz da olduğu gibi hemen hemen tüm romanlarını ve yazılarını okudum Sn. Atlan’ın, sabah ki yorumumda sadece şiire yorumuma belirtmiştim – bilgimce şiire kısa bir eleştiriydi, ki kişisel değil.
Kendilerinin romanları ve yazıları görüşü vs. tartışılabilir elbet, ve tartışılacak da, ama Hemingway der ki ’’ saçma söz bu kadar uzun olmaz’’..yani saçmalayan kısa keser der, eğer bu kadar uzun kendisinden bahs etmişse edebiyatta ( şiiri üzerinde konuşmuyorum)..o kadar da saçmalamamıştır demektir..
Dünya edebiyatı ve şiir ile mümkün oldukça iyi aşina olan ve şiirin yanı sıra çeviriler yapan biri olarak (aslında bitarf ama madam ki susmuyorsak tarafız demektir) arz etmek isterim ki bu yazar öyle boş biri değildir ve ayrıca kesinlikle de babasının gölgesi altında olduğunu düşünmüyorum kabul etmiyorum –..Kim de kimin gölgesinde kalır onu da tarih belli eder.. ki acaba gölge teşbihi de sanatta ne kadar da doğrudur bilemeyeceğim ki şayet doğru olsa da ..sürekli güneşte kalınmaz düşünüyorum- biliyorum...
Kurtlar daha nefes alıyor...yeri gelirse herhalde cevap yazarlar, bu onların meselesi, ama bizim de meselemiz asla kimse de dünyada düşüncesinden dolayı hiçbir şekilde, hiçbir mekanda ve hiçbir zamanda, aşağılanıp, tutuklanıp ve mahkum edilmemesi için elimizden geleni yapmalıyız, düşüncesi ne olursa olsun ! - biliyorum ve tekrar hatırlatıyorum..Kendilerinin savunucusu değilim elbet ki ben, ama en azından dua etmiyorsak da düşnam etmiyoruz.
Bendeniz bu güzel değerli dile ve insanına saygı duyarak, kendi gücümce sorumlusuyum şiirin, insanın, ve de kalemin…, Ve nerede - ve ne zaman- ve kime de haksızlık olursa kalemimle ve de kademimle ve varsa dirhemimle savunmaya çalışırım – savunmalıyız da inanıyorum.
Çünkü ''şair ne zalimdir ne de mazlum – özgürdür''..
Her kesin görüşüne saygılar
Behruz Dijurian
Uzunca bir yazı ve bunu şiir diye (belki de romancı alışkanlığı içinde) koskoca Ahmet Altan
yazmış.Aksini iddia etmek biraz da ayıp olmaz mı?
Ama ah şu metruk kırkıncı oda;bir türlü açılamıyan,aşılamıyan ve de anlaşılamıyan kırkıncı oda.Tüm soruların cevapları orada saklı ama merak
da etmiyor değilim:Ahmet Bey'in arayıp da bulamadığı iyilikler,güzellikler, faziletler,tüm insani
değerlerin saklandığı oda, bu mahut kırkıncı oda olmasın?...Sevgilerle...
Ne kadarınız gerçek sizin?
Ne kadarınız kendi sahtekarlığına esir?
metinde ki bu iki dize bile yeter bence şiir olmasına. sonra biz kim oluyoruz ki şiiri kendimizce tanımlamaya kalkıyoruz, şiirin haberi olmadan. kendimizce şiiri nasıl tanımlayabiliriz ki şiire sormadan. bence cevap kırkıncı oda da saklı ve asıl kırkınca oda da şair bizi bekliyor...
Yukarıdaki şiiri okuyunca kendi kendime dedimki:
ben yabana atılacak bir şair değilim.
KÖŞEYE KONUK OLMAK İÇİN ACABA ?
Saygılar......
Deve kuşu gibi bir metin; iri kıyım, hantal ve ağır kanlı. Şiir aradım içinde bulamadım. San'at göreli olduğuna göre; bu sayfaya seçenler belki bulmuşlardır...
düzyazı unsurları daha ağır basıyor...
Pembe rûhlu , bir romancı ;
Filozofca , çokca , sormuş ...
İnsanlara , yok inancı ;
Gerçek ; ters yüz , oluyormuş ...
Aklını boşuna yormuş ...
Tavırlar , sözler , hep sahte ;
Değil midir , deyip durmuş ...
İnsanlar , uymuyor ahte ;
Dünyâyı yiyor , kudurmuş ...
Bence , yazıları iyi ;
Düşündüren bir romancı ...
Sorarak , döndü köşeyi ;
İnanmamaktır , inancı ...
Saatlerce , münazara ;
Edilecek , pek çok konu ...
KUR'AN , alınmazsa , nazara ;
Bu kaosun , gelmez sonu ...
Kırkıncı oda , sandığı ;
İçindeki , geniş , boşluk ...
İyi bilip , inandığı ;
Evrendeki bu sarhoşluk ...
Bu yazılar nedir , dersen ;
Şiir denmez , düzyazıdır ...
Doyumluk aş olur , yersen ;
Düşüncenin , piyazıdır ...
'Şiir hidndistan cevizidir,dişini kırmadan ÖZÜNÜ İÇEMEZSİN' dedi dün dinlediğim bir AŞIK, elinde sazıyla... Ahmet bey bu şiiiriyle dişlerine olan düşkünlüğünü koymuş ortaya... Günün şiiri... POLEMİK olsun diye seçilmiş olabilir... Zira nerede VECİZLİK, nerede sözün endamı, şıklığı...
NAMIK KEMAL der ki; sözünü kalıcı kılan ÜSLUPundur, yoksa senin düşündüğünü düşünmüş binlerce insan yaşadı ve yaşayacak yeryüzünde...
HATUN MİRZA
Kişi;iyi bir insan,iyi bir roman yazarı, iyi bir makale yazarı, iyi bir entellektüel,iyi bir akademisyen, Türkçe'ye hakim bir insan, edebiyat alanında çok iyi bir ihtisas yapmış biri olabilir. Ama kişinin bütün bu özelliklerini kendinde barındırması iyi bir şair olduğu anlamına gelmez.
Düzyazı, makale,nesir vs.vs örnek
Yazar:Ahmet ALTAN
Yazı Başlığı:Kırkıncı oda
Şiir ve Şair'e örnek
Şair:Metin ELOĞLU
Şiir Başlığı:Uyan
Şair:Ahmet Muhip DRANAS
Şiir:Olvido
Şair:Bahtiyar VAHAPZADE
Şiir:Annem Öldü mü?
Şair:Kemalettin KAMU
Şiir:Bingöl Çobanları
Sayın site yöneticileri günün şiirini hangi kıstaslara göre seçiyorsunuz bilmiyorum ama 14.12.2007 tarihli günün şiiri kesinlikle bir şiir DEĞİLDİR.
Not:Yazara da haksızlık etmeyelim, gerçekten çok iyi şiirleri olabilir ama bugün buraya konulan yazı bir şiir değildir.
Bunun bir şiir olmadığı noktasında diğer yorumcu arkadaşlarla hemfikirim, ancak yazara saldırı boyutundaki yorumlara katılmam mümkün deği,l bir kere yazı insanın iç dünyasına doğru bir şekilde ışık tutuyor, ifade şekli çok çarpıcı, yazım dili farklı, kelimelerle oynamayı iyi biliyor yazarımız.
Ahmet Altan'ın ideolojik tercihlerinin bu saldırının nedeni olduğunu düşünmeden alamıyorum kendimi. Ahmet Altan'ın hemen hemen tüm kitaplarını okudum, günlük yazılarını da kaçırmam benim için siyasal görüşünden ziyade ikili ilişkilere verdiği önem bu ilişkileri yansıtışındaki ustalık ve özellikle de kadın iç dünyasını mükemmel şekilde tanıması ve anlatmasıyla bende hayranlık uyandıran ender yazarlardandır.
Bu yazı dikkatli okunursa pek çok ama pekçok insan kendinden birşeyleri belkide çok şeyi yakalayacaktır diye düşünüyorum.
Bu şiir ile ilgili 38 tane yorum bulunmakta