- Yüreğim bir yangın yeri dumansız bir köz içinde
Koca bir kurt tutuşurken kor uluyor kırk senedir… -
Kaç "neden"den bir "belki"ye ulaştığım bende kalsın
Öyle hemen anlatması zor oluyor kırk senedir.
Kırılan kol bizden olsun, sermayesi yende kalsın
Nasıl olsa doğduğum gün mühürlenmiş esaretim
Karartılmış sokaklarda yoruluyor kırk senedir;
Zülfikâr’ın gölgesinde filizlenmiş cesaretim
Bir Yezid’in tövbesine soruluyor kırk senedir.
Secde etsem şirk buyurur küfre düşmüş ahir zaman
Bana meçhul sana mutlak, yelkovana zahir zaman
Soluduğum her nefesin kudretine mahir zaman
Tükürüyor suretime, haykırırken ihanetim
Tüm saatler makber için kuruluyor kırk senedir;
Her sabah şafak zamanı, alnıma düşen lanetim
Bir acemi kurşunuyla vuruluyor kırk senedir.
Bir Anka’nın düşlerini taşıyorken kanadımda
Kışa küsmüş kardelenler büyür attığım adımda
Suretim de yorgun oysa şairliğim de adım da
Hece hece öç alırken yüreğimden meziyetim
Gün geceye, gece güne darılıyor kırk senedir;
Yeni değil doğduğum gün başlamıştı eziyetim
Gözyaşlarım kirpiğime sarılıyor kırk senedir.
Takvimlerin saatlerden saniyeler çalışı ben
Bir âşığın gözlerinin karanlığa dalışı ben
Çöle düşmüş bir martının suya hasret kalışı ben
Çünkü benim sırılsıklam bir denizken vasiyetim
Kırılmış bir asa ile yarılıyor kırk senedir;
Ne hasretim anlaşıldı ne diyetim ne niyetim
Bana benden çok uzaktan varılıyor kırk senedir,
Bileklerim kırk yerinden kırılıyor kırk senedir…
Kayıt Tarihi : 14.2.2022 18:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!