Kırkağaç'ta Ondokuz Kişi (315 KSD)

Merhaba Dostlarım
Çok düşündüm
Acaba bu şiire
Nasıl başlarım

Kırkağaç'ta Ondokuz kişi
Hiç düşünmediler yirminciyi,
Hele hele yirmibirinciyi
Ondokuz kişi uğurlamak vardı sizi
Hesaplar tutmadı...

Neyse kim hatırlar bilmiyorum
Burada geçen o eski günleri
Ama ben hiç unutmayacağım
Tatlı şakaları ve ince espirileri.

Farklı yaşamlar farklı kültür
Gün olur yol bükülür
Bir muhabbet kahvesine
On dakika diz çökülür.

Sanmaki ağlayamam
Gözler hüzünle süzülür
Hayatta yalnızsan eğer
Ağlamak ne kadar da kolaymış meğer.

Bir dostluk dünyaya bedel
Yolda gördüğün dostuna
Merhaba diyerek gitmene
Acaba kim olabilir engel

Herkes ayrılırken diyecek
Bekliyorum mutlaka gel
Hep gelmelerini bekleyecek
Sonunda hayırsızlar gelmeyecek.

Üç kandil iki bayram
Mesajlar yazılacak
Ertesinde numaralar değişecek
Bu noktada da iletişim kesilecek

Durun hele ne yapıyorum
Hep kötü yandan mı bakıyorum
Sonuçta bir ayrılık bu biliyorum
Hepinize uzun ömür mutluluklar diliyorum.

Hepinizi andım tek tek
Kimi kinayeli kimi gerçek
Bazende takıldım bilerek
Hadi arkadaşlar dinleyelim gülerek.

Adımı? ŞAFAK ŞAHİN
Şeytanlıkta bir numaralı kâhin
İçtimalarda var bir mazereti
Anlayın arkadaşlar o hep arazi.

HÜSEYİN CEM ÖZDEN
Farklıydı hepinizden
Takmazdı kafasına dünyayı
Fırlamasaydı sonunda oktan yayı.

Sıradaki ERDAL KÖKDERE
Yüzelli gün takıldı herkese
Kurtuluyoruz arkadaşlar
Sonunda alıyor teskere.

Merhaba SİNAN SOKUK
Kendisi sessiz benzi soluk
Görünüşüne bakıp kırma onu
Kükrerse kötü olur sonu.

Seyrek saçlı ERDAL YILDIRĞAN
Her daim enerjik saldırgan
Daima erken yatar
Yataktan yatağa laf atar.

Hello FATİH OSMANİ
Yarım Amerikalı yani
Para var huzur var
Güldür ama dikeni batar.

Sıkıştıralım araya GÖKER'i
Kızdırırdı espirileri herkesi
Hep güldü, yoktu derdi kederi
Ama yaktı onu son esri.

ÇAĞDAŞ'ı atlamak olmaz
İki yıl sonra saçıda kalmaz
Yüzeyseldir muhabbetleri
Fazla da derine dalmaz.

Sanma seni unuttum HAKAN
Hiç olmadı insanlara şakan
Yanılır sana dıştan bakan
Deryasın belki de sessiz akan.

Hemşehrim ÖZŞAHAN SEYİT
Sanada yazalım iki beyit
Boyuna laf atsam gülerler
Hemşehrisiyle dalga geçmiş derler
Ama bilirsin seni severim
Sevdiğime de herşeyi derim.

Sabır meleği MUSTAFA ŞAHİN
Her daim sessiz ve sakin
Ömür boyu gül lakin
Arada bir adın gibi ol ŞAHİN

Üfürsen yıkılacak
Elini sıksan kırılacak
Örnektir mert ve sakin hali
Tanıdınız mı bu bizim CELALİ?

SADIK ERDEM YILMAZ'ı tanımam
Tanımadığım için bir şey demem
Muhabbet bir nasip oldu
Üç saatimiz dertlerimizle doldu

Gözümün önünden gitmeyecek
Sarkmış göbeği, kalın ensesi.
Her zaman yanımdaydın revirde
Senin gibi olmak gerek bu devirde
Torpil geçeyim yetmez bu kadar
Çankırılı elekçi ZÜHTÜ HANEDAR.

Görünüşü andırır deli çavuşu
Boyu kısa yumuşaktır huyu
Ruhu andırır uyuyan kurtu
Tanıdınız herhalde ERKAN CANYUT'u

Kışlanın onuru ÖMÜR GENEZ
Konuşmasına takıldı herkes.
Sabah altı, akşam on git gel kışla,
çökertir insanı bir bakışta.

Tek muhafızımız FATİH TUNÇ
Duruş hüzün görünüş korkunç
İnce ruhlu narin kelebek
Namı diğer atlas bebek.

Analım teknik büre KÜRŞAT'ı
Onun gibi yaşamalı bu hayatı
Bir cümle de sana takılayım
NE zaman bitecek BTB inşaatı.

Unuttum birini galiba
Emanettir Cengiz'den Vedat'a
Uzun boylu sarı sarı seyrek saçlı
Son olarak andık haberci BARIŞ'ı

Yirminci Çanakkaleli deli
Asteğmen olmaktı emeli
Çavuşluğa itti kaderi
Hiç eksilmeyecek siniri.

Yirmibirinci kayserili
Eşantiyon Tunceli'den geldi
Sevdi sevdirdi kendini
Son elemanımız MUSTAFA METİNDİ.

(16 Ağustos-15 Eylül 2007 Kırkağaç-MANİSA)