Kırk yıllık karıma Rakı ya veda

Dost için sırtımı köprü yapmaya hazırım ben;
yeter ki beni satmayacak yürekleri taşıyan ayaklar geçsin üstümden.

Bir sevda yaşadım,
Bir rüya gibi.
Yüzünü hatırladığım,
Sesini duyamadığım,
Bir şuhufe gibi...

Binlerce aşktan daha üstün bir aşk.
Sevmelerden vazgeçemediğim,
Sevişmelere denk veremediğim,
Bir sevda yaşadım;
Bir şule gibi...

Onu severken,
Hangi sevgileri atlamışım.
Es geçtiklerimi değil;
Geçemediklerimi,
Göremediklerimi,
Görmezden geldiklerimi! ..
Benden çalan bir sevda yaşamışım,
Bir fettan gibi...

Kurşun yarasıdır derin yaram! ...
Uyanırım her sabah, güneşten önce!
Bu sabah, her sabahtan ayrı olurmu diye?
Bu sabahta her sabahın aynısı,
Bir yosma gibi...

Tel eyledim hayatın her ucunu.
Yüz eyledim görünmez her yüzü.
Salkım ağacı gibi dallarımı uzatırken,
Bensiz gölgemdeki,
Gölgelediklerimin gölgesinde,
Eğilip bükülen bir sevda yaşamışım!
Bir kırma gibi...

Gün eyler, sessiz değişir saçımın rengi.
Sıkamam dişlerimi artık eskisi gibi.
Yare dokundurduklarım artık bana dokunur,
Sanki ölümüne sevmemişin gibi...

Hangi ölümü; hangi insan kabullenmemiş?
Üçgün ağlamış, yas tutmuş,
Her yıl, ölüm yıl dönümünü kutlamış...
Giden senden ise; el alem’e ne ağlar,
Seven ben isem;
Benden gayri kim yanar...

Hangi sevda ölürcesine sevmezki sevdigini!
Ayrılmak yoktur kitabında, mezara kadardır sevgisi.

Şuhufe cilvesiyle kandırırken beni,
Şule alev gibi yaktı geçti benliğimi,
Fettan fıkır fıkır edasıyla oynatırken her yeri,
Yosma havalı şen şakrak haliyle çaldı gençliğimi...
Kırmanın azmanlığı gecelerimi uzun ederken,
Kırk yıllık sevdam, aşkım, karım,
Çaldılar seni benden...

Kırk yıllık sevgime diyemediklerim,
Diyemediklerimin içinde diyebildiklerim.
Seni;
Sen gibi sevdim.
Seni severken;
Sevdiceklerimi; senden daha çok sevdim.
Ne varki;
Bir zaman diliminde,
Doktor Mustafa girdi aramıza...
Kırk yıllık karıcım (Rakı’m) ,
Seni ondan terkettim.

Yüksel DAYANÇ
13.10.2011
23:50
Almanya/Köln
[email protected]