“-ne zaman ----------
kendi kendini avutan,
eleri pis, perişan,
yüzü yol-yol kirli, gözyaşlarından
eline geçen, başka çocukların
bozuk oyuncaklarının parçalarıyla
sözde oyun oynayan
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
köyden şehire göçme
sevdasındakilerin,
tercihini sormadıkları çocuklarını
gündeliğe giden analarca
kendi başına bırakılan
köy kökenli çocukları,
daha adım atmaya başladığında
çileli bir hayata
bir ucundan başlamış,
kendinden sonrakilere
analık-babalık yapmış
iskarpin boyacısı
lastik ayakkabılı çocukları,
Değerli üsdadım taa çocukluğuma götürdünüz beni yüreğinize sağlık sizi anlıyorum kaleminiz daim olsun tam puanımla saygılar
uzak diye köyüne dönememiş,
okulda yatıp-kalkan,
badanacı, hamal,
kiremit ocaklarında
cığara içerek delikanlılığa adım atan
başkalarının gözünde
böyle adam yerine
konulmayı uman
yaaaa evet...hasret, gurbet...kedinden sonrakilere adanmis hayat...saygilarimla hocam.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta