Ben geldim Elazığ’ım
Sislerin ardından tam kırk yıl sonra
O birkaç avuç, yürekli kızlarınla.
Havanı, suyunu, okulumu özledim
Hadi, sar bizi şefkatli ana kucağınla…
Artık siyah önlüklerimiz yok
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
TUNCELİ
Bindokuzyüzyetmişli yıllardı...
İlk kez kopuluyordu yuvadan.
İlk kez bir veda için öpülüyordu
Ananın, babanın eli...
Ve ilk gurbetimiz:
Doğunun beyaz ve soğuk şehri
Tunceli...
Savurmuştu bizleri buralara
Muğla'dan, Antalya'dan
Kaderin yeli...
Öğretmen Okulu'nda
'Parasız Yatılı' okuyorduk.
Bilgiyle, sabırla, umutla
'Yarın'ı dokuyorduk...
Anadolu'nun sessiz çığlığını
Kalbimizde duyuyorduk...
Ve onu beyaz bir tuval gibi alıp,
Yunusça, Mevlanaca
Rengarenk boyuyorduk...
Okul yuvamızdı
Çalıştığımız.
Ve korumasına alıştığımız...
Duaların bereketiyle doyduğumuz,
Dışarı kar ve ayazken,
İçerde sıcacık odalarda
Başımızı huzurla yastığa koyduğumuz...
Tatlı bir buruklukla hatırlıyorum;
Kocaman kazanlardan
Krom bardaklarla içtiğimiz çayları...
Ve mektup yazarak,
Mektup bekleyerek geçen
Haftaları, ayları...
Bahar gelince
Meşe rengi giysisini giyerdi şehir...
İşte o zaman
Hüzün üstümüze üstümüze gelir,
Dert katmerlenir,
Sitem dillenir,
Kahır filizlenirdi...
Munzur'un üstündeki kayalıklara
Birer 'Düşünen Adam Heykeli' gibi tüner,
İçimizi dolduran hasret bulutları gibi
Şehre inen karanlığı izlerdik.
Ve yazlık sinemadan gelen şarkıları dinlerken
Gözyaşlarımızı gizlerdik...
'Yastığımın üstüne habersiz düşürdüğün
Bir tel siyah saçını öpüp koklayacağım.'
Diye başlardı Esengül.
Sonra Hayri Şahin;
'El ele tutuşup gezdiğim anı
Unutursun diye çok korkuyorum.
Yeni bir sevgili bulunca, beni
Unutursun diye çok korkuyorum.'
Diye devam ederdi...
Nedense o yıllarda bu şarkılar
Hoşumuza giderdi...
Şarkıları hayallere,
Hayalleri umutlara bağlardık...
Heykeller ağlamazdı belki ama
Biz ağlardık...
Halbuki
Ne el ele tutuştuğumuz birisi,
Ne de 'unutacak' diye korkulan
Sevgilisi vardı hiçbirimizin...
Çünkü
Ülkenin sorunları sırtımızda bir yüktü.
Ve hayallerimiz yaşımızdan büyüktü:
Memleketi biz kurtaracaktık,
Yepyeni bir dünya kuracak,
Haksızlığın karşısında duracak,
Yoksulluğun belini kıracaktık...
Nihayet peş peşe üç 'gong' sesi
Bizi kendimize getirir;
Beynimizdeki film biter,
Sinemadaki başlardı.
Filmin adı:
'...Ve Güneşe Kan Sıçradı'...
Silah sesleri Munzur Dağları'na çarpar,
Geri gelirdi.
Bilmezdik bu kurşunlarla
Kimler öldürür, kimler ölürdü...
Derken etüt zili çalardı...
İstemeye istemeye sınıflara giderdik...
'Ah bu gün şu etüt olmasa' derdik.
Ama her gün etüt olurdu.
Bizim de aklımız hep
Sinemada, filmlerde kalırdı...
Ey Tunceli!
Sen onbeş yaşımda
Karşıma çıkan 'Ak Sakallı Bir Veli...'
Sen öğrettin bana
İkiliğe karşı birlik olmayı.
Kinden, nefretten arınıp,
Sevgi gibi gönüllere dolmayı...
Sende yaşadım acısını gurbetin.
Ve ilk sende çektim sancısını hasretin...
Olsun,
Güzeldi gurbetin acısı da,
Hasretin sancısı da...
Seni unuttum sanma:
Hala karlı kış günlerinde seninle üşüyorum.
Hala karlara bata bata yollara düşüyorum...
Bak bu gün yine aklıma geldin.
Çok güzeldi o günler,
Sen de çok güzeldin...
İhsan Gürbüz - Alanya - 2005
dönemeyiz gideriz
babalarımız neden üzülürler bilemeyiz
benimki aklısıra beni köyden kurtardı da
köyden neden kaçtık ha..
bunun neresi yaşamak oldu
hele 12 eylülden sonra
oooo f offf....
ben de her zaman 1976 ya giderim
6 ed a sınıfıma
haylaz arkadaşlarım oradadır
eski sıram
ve o gün aradım edebiyat öğretmenimi
yavrum deyişini
oysa
hala aşığımdır ona
yadırgadım yavrum u
ben de çok kullanırım oysa
elli üzeri yaşya yavrumm
/Ayfer/// ime bak..
candan tebriklerimle
bir gün bende gideyim
Atatürk liseme
sana yazarım
can gardaşımmm
Naime Hanım, Elazığ'ın bende de büyük anıları var...Ben de Devlet Parasız Yatılı Sınavını kazanarak ortaokuldan sonra Tunceli Erkek İlköğretmen Okulu'nda okudum iki yıl...Kalan iki yılı da Çanakkale İlköğretmen Okulu'nda tamamladım..1975-1976 Eğitim-Öğretim Yılı mezunuyum...Yani Öğretmen Okullarının son mezunlarındanım...Bizden sonra Öğretmen Lisesi'ne dönüştü...Benim de Tunceli yıllarına ait bir şiirim var...Buraya almak istedim...Biraz uzun ama kusura bakmayın....
NAİME HANIM KUTLUYORUM,
HARİKA BİR KONU MÜKEMMEL BİR ANLATIM DUYGULANMADIM DESEM YALAN OLUR,
ÇÜNKÜ BENDE ORTA OKUL VE LİSEYİ YATILI OKUDUM O GÜNLE BİR FİLİM ŞERİDİ GİBİ GELDİ GEÇTİ GÖZLERİMDEN,
EVET TEK ZAMANI DURDURA BİLSEK İŞTE MÜMKÜN OLMUYOR AZİZ HOCAM ÇOK HOŞ ÇOK İÇTEN BÜYÜK BİR HAZLA OKUDUM ERDEMLE KUTLUYORUM SİZİ VE ŞİİRİNİZİ GÖNÜLDEN SEVGİ VE SELAMLAR ON PUAN TAM PUAN.
güzel ve anlamlı anlatımı düzgün
hoş bir şiir
şiir akışı mükemmel
okuyucusunu yormayan
şiirlere herzaman açğım
buda onlardan biriydi kutlarım
elazığlımısın
...) Sultan şairemizin sevgili,güzide arkadaşları ile şehrimizi teşriflerinide, kendilerine hoş geldiniz deme fırsatı bulduk,,,
..) Hani derler ya bastığı yerlyerde çimenler bitiyor diye, muhatapları irşat etmişler, ..denizin anahtarı..isimli şiir kitabıyla da, Elazığ bölgesinde yeni bir sevgi motifi oluşturmuşlardır,,,
,..) Kendilerini selamlamak çok güzeldi,,,
Teşekkür ederiz..
Bu şiir ile ilgili 96 tane yorum bulunmakta