Bir başkadır memleketimin toprakları, bir başkadır memleketimin ormanları, bir başkadır memleketimin kıyıları. Yeşille mavi kucak kucağa seviştiği yer Çakraz, insanlar heyecanlı, insanlar mutlu, umutlu….
Kırk yıllık okul arkadaşım Harun’dan haber aldığımdan beri büyük bir heyecan içerisindeydim. Bolu erkek öğretmen okulu mezunları 23 Mayısta Çakraz’da buluşacaktık. Kırk yıldır görmediğim, görüşmediğimiz sınıf arkadaşları, devre arkadaşları buluşacaktık. Kimler sağ ve sağlıklıydı acaba…
Bir gün önceden Harun’un Caycuma-İhsanoğlu köyündeki evine eşimi ve baldızımı alarak gittim. İki oğlu iki torunu gelini ve eşi bizi sımsıcak karşıladılar. Sarılıp hasret giderdik. Toplantıyı Bartın’daki arkadaşlarıyla birlikte düzenleyen Harun çok heyecanlıydı. Eski fotograflara bakarak bu kim şu kim diye diye heyecanına ortak oldum ve sabahı zor ettik. Bartın öğretmen evine gittiğimizde bana:
-Sen öğretmen evine git, ben arabayı park edip geleyim bakalım seni tanıyan çıkacak mı? Dedi.
Öğretmen evinin kapısından içeri girer girmez bir masada oturan Fadıl, Hayrettin, Ahmet ayağa kalktılar, bana hoş geldin dediler. Heyecanları gözlerinden okunuyordu. Oradaki kalabalığa baktım, yüzler yabancı değildi ama isimler hafızadan silinmişti. Düzce gurubuyla beraber Haydar, Secattin, İrfan geldiler.Sarıldık. Ben onları onlar beni anımsadı.Sen son sınıfta hangi sınıftaydın dediler. 3_A dedim. Şu masa sizinkiler dediler yanlarına gittim, İşte Musa, Emin… sarıldık… Adapazarı-Geyve gurubu geldiler, onlarda sınıf arkadaşlarım yoktu…hoş geldin dedik, biraz sonra Bilecik- Bozüyük gurubu geldi…hepsi benim arkadaşım, memleketlimdi. Hep birlikte Sami’yi bizim arabaya alarak Çakraz’a hareket ettik. Akşamın güzelliği koya vurmuştu. Bir sürü kalabalık toplanmış yakalarına hangi yıl ve hangi sınıftan mezun olduğunu yazıp asmaktaydı. Rüştü’yü gördüm, yanına gittim, tanıyamadı…garip garip bakıyor yakamdan ismimi okumaya çalışıyordu. Bende göstermemek için her türlü numarayı yapıyordum. Sen ne olmuşsun öyle ikibuçuk katına çıkmışsın Recep dedi..sarıldık, ötede Recep Tavukcu’nun sesi geliyordu.Omuzuna vurdum..döndü…oooo…çekti. Sarıldık, Mehmet İmamoğlu (Abanoz) oradaydı..ben abanoz soy adı sanıyordum, meğer lakabıymış, kırk yıl sonra öğrendim. Sinan’da oradaydı, ben onu o beni tanımadı. Tanıştıktan sonra ikide bir el hareketi yaparak “ hay Allah” dedik.
Akşam yemeği yiyeceğimiz balık lokantasına yöneldik. Herkes yer bulma ve kırk yıldır görmediği arkadaşlarıyla sohbet etmeye çalışıyordu. Tam ikiyüz kişi toplanmıştık. Bozüyük gurubu bize süpriz yaptı. Bize gelen duyuruda eşler katılmayacak, bizler yatılı okuduğumuz okulda yaptığımız hergelelikleri anlatacağız dendiği için eşimi götürmemiştim, ama Bozüyük gurubunun eşleri “ ya bizide götürürsünüz yada sizde gitmezsiniz “ diye baskı yapmışlar…Eee eşlerin dediği olmuş tabii. Sınıf arkadaşımız Yunus Sayım da geldi yanımıza.
Mezun yılına göre fotograf çektirmek için Secattin anonsa başladı. 1960 yılında mezun olan bir ağabeyimiz vardı en yaşlı, sonra 1963 mezunu üç ağabeymiz, en kalabalık gurup bizdik 1968 – 1969… hepimiz bir kareye sığmadığımız için sınıf sınıf çektik resimlerimizi.. şu an resim önümde…ayaktakiler soldan sağa, Halil,Mehmet, Recep, Yunus, Musa,Recep…oturanlar soldan sağa, İrfan, Rüştü,Lütfü, Ahmet, Emin…
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Hocam bazı bölümleri hüzünlü çok güzel bir anı öyküsü kutlarım saygılarımla
Sayın hocam vefalı dostlar vefa ile yazdırmış yaşananları, yazınızı okurken adete bizlerde aranızda gibi oluyoruz okuyanı sarıyor ,,Nice vefalı özde dostluklar yaşanması dilegi ile gölcükten sevgilerr
Bir mutluluğun nasıl arşa yükseliğini okuduğum bu yazınızla en az sizin kadar mutlu oldum. Çocukluk veya gençlik yıllarımızdaki sıralardaki heyecanın 40 yıl aradan sonra hala eski sıcaklığını koruyup korumadığına tanık olma mutluluğuna sizlerin nail olması ne güzel bir duygu.. Herkese nasip olsun dileklerimle...Tebrikler. Çok güzel bir anlatım olmuş KUTLARIM
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta