Neyin sorgusundasın bu loş ışık altında?
Neyin hesabındasın erenlerin katında?
Hani uzanmıştın sırra bembeyaz ellerinle.
Yokluğu ikrar etmiştin ateşten dillerinle.
Seni kırk yıl avutan söyle hangi ümitti?
Söyle hangi kahvenin hatırı, şimdi bitti?
DualarınArş'a ancak bir bulut kadar yakın
Aklın ermediğini dille ikrardan sakın.
Yağmurlar ıslatıyor şimdi Sina çölünü.
Hangi Ziya dolurdurmuş Yavuz'umun gönlünü?
Herkes şaşkın, tutunmuş atının yularına.
Gökler çöle gülüyor Ceddim'in hatırına.
Mana'yı fısıldar Kuran, dünyaya kaç zamandır.
Kutsal beldede kırk yaş Nübüvvetin adıdır
Anlar isen bu Mana sana yolu gösterir.
Yakının ırak olur,zaman yollarda erir.
Bundan sonra, secden belirlesin yönünü.
Belki daha iyi anlarsın, musallanın önünü.
Anladık elindeki kalem, bir zaman makinesi.
Peki onun açtığı bu Alem neyin nesi?
Şımarık çocuk gibi uçurtma peşinden koşuyorsun.
Dönmeyi unutmuş Mevlevi gibi yaşıyorsun.
O halde silkelende dökülsün tüm kirlerin.
Ciğerine yapışan bin gece sihirlerin.
Yaradılış maksadın ne idi? Bir hatırla.
Dön yönünü cenuba tövbe ve dualarla.
Şimdi ancak kırk puldur kırk yılın edeceği.
Teslim ol ve umutla karşıla geleceği.
Levent İskenderoğlu. 29 05 2016
Levent İskenderoğluKayıt Tarihi : 29.6.2018 17:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!