Kırk yaşıma Şiiri - Mustafa Parlak

Yaşım genç! Biliyorum. Dün girdim kırk yaşıma

Ne yaşadım, ne yaşarım! Bilmiyorum! Bundan sonra?

Şiir gibi hayatım, yaşamakla ölmek arasında

Yaşım genç! Diyorum, Biliyorum. Dün girdim kırk yaşıma!

Geçmiş! Hayal gibi, üç beş şiirim de; yazılı kaldı.

Gelecek! Bir rüya; yüreğimi güzel günlerin özlemi sardı.

Galü beladan gaib bir ses, sanki! Adımı andı.

Yaşım genç! Diyorum, biliyorum. Dün girdim kırk yaşıma!

Nasıl geçti diyorlar, san ki bilmiyorlar? Yel gibi!

Kırk yıl yaşadım ömür denen bu gemide! Film gibi!

Sınandım bir çok kez, zaman ve insanlarca!

Yaşım genç! Diyorum, Biliyorum. Dün girdim kırk yaşıma!

Düşündüm de, ömrümden gelip geçenleri bir lahza

Geçenler bir iz, hediye bırakmış, yaşamak adına

Bir mücadele verdim, şerefimle tek başıma ayakta

Yaşım genç! Diyorum, Biliyorum. Dün girdim kırk yaşıma!

Acısıyla tatlısıyla geçti kırk yılım, dün gibi!

Gülüştüğüm, ağlaştığım insanlar şimdi el gibi!

Geçtiler işte hayatımdan! Oldular herkes gibi!

Yaşım genç! Diyorum, biliyorum! Dün girdim kırk yaşıma

Sığdırdım hepsini her şeyi; gözlerimden sızan bir damlaya

Yad ettim! Geçmişimi, dönüp ardımı toplarcasına

Haydi Bismillah, yeni güne! Yeniden hayata!

Yaşım genç! Diyorum, biliyorum! Dün girdim kırk yaşıma!