Bu ıssız şehirde, gözlerin düştü aklıma.
Savruk rüzgarlarda, boynu bükük, mahzun gülüşlerin.
Kayboldum kaldırım taşlarının kuytularında, gönlünün derinliklerinde.
Sessiz bir gemideyim, sevdalarım bir uçurtmanın kuyruğunda.
Soğuktan çatlamış kınalı elleriyle,
Kabuğunu kırmış toprak anam.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.