Bakın hele..bakın
Kayıp gider ayaklarım altında parke taşları
Ne biçim bir bela bu
Mum gibi eriyip gidiyor zamanenin aşkları
Siz çekin bakalım zuladan hu..
Yazın en donanımlı.. el edevatla
Şiirin yakası yok..kırmızı kravatlı
Boz bulanık suların prensi
Martı kanatlarında uçup gidiyor.. şatafatla
Ne sarhoş bildi, ayıldığını
Ne dilenci bildi, günlerin sayıldığını
Nesnenin içi boşaltılmış
Takla ata ata öldü, aşk ve güvercin.
Enine baktı, yolun karşısı..on kulaç
Boyuna baktı yoktu sonu
Kenar gölgesinden utanan mağrur ağaç
Kuş öptü dudaklarından..yeşil ve utangaç.
Son zar atıldı.. bitti bu oyun
Alın şu cenazeyi içini samanla doldurun
Şehrin tam göbeğine dikin
Bir selam.. bir kep kondurun
Çeksin aşık, kırmızı mordan fon
Terzi diksin, beyaz ketenden don
Kırk ayaklı çalsın, bire.. saksofon
Ey dünyadaki martavallar..bu aşk size göre değil.. son…
Kayıt Tarihi : 24.1.2006 17:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!