Kırk yaşın eşiği değişimin beşiği
Artık gençlik bitti ömrün yarısı geçti
Daha bir yakın toprağın kokusu
Son baharlar daha hüzün verici
Aynalar artık dost değil bana
Kırlaşan saçım sakalım
Neler ifade ediyor biliyorum
Bütün düşlerim ve düşüncelerim
Bir sancının içinde
Heyecanlarım usancın içinde
Konusu değişen şiirlerim
Kendi kendime serzenişlerim
İlla ki son günlerde
Uzaklara dalan gözlerim
Yirmi beş yıllık dostum sigaram
Her nefeste daha bir yüklendiğim
Bahanesiz tesellim
Küllendikçe beni de tüketirken
Daha bir sararır göz bebeklerim
Yalnızlığın kırk yıllık yüküdür
Omuzlarımda gezdirdiğim
Doğduk ağlayarak tek
Öleceğiz çıplak ve tek
Bu iki hal arasında
Avunurken deli yürek
Deli başım yorgun ve ürkek
Sokaklarda gezen terü tazeler
Şimdi bana ne kadar uzak
Amca demeleri yok mu gençlerin
Bir yumruk gibi sarsar beni
Yıllar ne kadar çabuk geçmiş
Diye hayıflanmak vakti şimdi
Kırk yaş bir ömrün bütünü
Hazırlıklı olmak gerek
Her şeye ve ölüme
Kırk yaş kuşların göç mevsimi
Nerde gençliğim o heyecanlarım
Aşklarım hayallerim hüsranlarım
Bir gülüşe ram olan yüreğim
Şimdi ne kadar yorgun
Dizlerim henüz çözülmese de
Yavaşlamış yürüyüşlerim
Alnımda kırılmış çizgiler
Kırk yılın hülasası
İlla eski resimlerim
Artık bana hiç benzemeyen
Portre portre gülüşlerim
Şimdi dudaklarımdaki
Kırık bir tebessüm
Film gibi sahne sahne
Geçerken gözlerimin önünden
Çocukluğum gençliğim
Ne çok şeyler sığdırmışım
Kırk yıla hayret ettim
O zamanlar ne ümitler
Ne amaçlar ve uğraşlar
Vardı ki aklımda düşlerimde
Kimini zamanla yitirdiğim
Kimine çok şükür eriştiğim
Ve bir de hiç elde edemediğim
Özlemlerim sevgilerim sevgililerim
On üç yaşında bir kızı sevmiştim
On yedisinde titremişti dizim
Ben büyüyünce deyişlerim
Hayallerim hayallerim hayallerim
Fakülte yıllarım illa arkadaşlarım
Sahi onlardan birisi Ebubekir
Beş yıl evvel öldü kanserden
Geride iki yetim bir dul bırakıp
Demek ben yine de kârdayım
Babamı şimdi daha iyi anlıyorum
Fikirlerimiz çok çelişmiyor artık
Eskiden oysa her şeyini
Eleştirirdim
Oysa annemin hala
Küçüğüyüm
Ama en çok onlara
Hep sarılmak isterim
Gözüm gibi üzerlerine titrerim
Çocuklarım var şimdi
Boy boy ki büyük kızım
Boyuma yakın
Her biri gözümün bebeği
Onlara baktıkça
Ölümsüzlüğü hissederim
İşte bunlar benim
Geleceğim derim
Hayret onları kendimden bile
Fazla düşünür önemserim
İlla ki eşim
Bugünüm yarınım
Allah’tan sonunda
Onun dizlerindeyken başım
Ölmeyi dilerim
Ne kadar sakinim sahi
Olaylarda ne kadar serinim
Şu genç yürekleri bazen
Ne kadar garipserim
Daha on yıl evvel kızdığıma
Şimdi güler geçerim
Günahlarım birden gelir aklıma
Kul olduğumu hatırlarım
Dünyaya neden gelmişim
Neymiş bu hayatta görevim
Ve için için hayıflanırım
Geçip ziyan olan yıllara
Kırk yaş ömrün son durağı
Bir nefis muhasebesinde
Dökmeliyim bütün hesabı
Kulluğumu yeniden düşünmeliyim
O Rahmet Güneşi ki
Kırk yağında doğmuştu
Yeniden
Bunu iyi düşünmeliyim
Diyorum ki ben de
Kırk yaşımın eşiğinde
Yeniden açmalıyım
Gözlerimi kutlu bir ömre
Hayat gibi bir hayatı
Yaşamaya başlamak
İşte önümde son fırsat
Gölgesinde o Güneşin
Vel hamdülillahi rabbül alemin.
29/05-06/06/2003
Mehmet Faruk HabiboğluKayıt Tarihi : 13.2.2006 12:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Faruk Habiboğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/02/13/kirk-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!