Kırılsın Hakk’ı Haykırmayan Kalem

Bedrettin Keleştimur
417

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Kırılsın Hakk’ı Haykırmayan Kalem

Komşuda yangın, bizimki de alem
Kırılsın Hakk’ı haykırmayan kalem
Gaf, gaflet, kurşundan daha ağır söz,
Özüme ağrılar düşüren kelam!

Tefekkür nedir tarif etsenize
Çığlığı merhametle çeksenize
Ey asalet alnından öpsenize
Şefkatin dilencisi oldu kalem!

Tarihim, talihim sualim size...
Kötülükler nasıl gelirmiş dize!
Anlat ki, verelim omuz omuza
Dilden kalbe nur olsun, aksın kelam...

İfrat, tefrik iki müptezal kanat!
Olmaz olsun Hakk’tan uzak; yol, sanat...
Ey akıl, ey dil, iz’anımla donat
Bize yar olsun, sadıkane kalem!

İçim ve dışım kelam, kalem dedim...
İrfana, hikmete kendim adadım...
Niyet bir, amel bir olsun söyledim;
Yetmiş milyona ‘kardeş olsun’ kelam!
*** ***
Tefekkür dedim...
Sığ sularda dolaşmayı bırakalım...
Hele hisleri, aklın yerine koyma gibi hezeyanları da, terk edelim!
Tefekkür Nedir?
“Derin derin düşünmek, zihin yormak, fikir üretmek...”
Bir anlık tefekkür;
“Yetmiş yıllık ibadetten hayırlıdır”
Tefekkür,
“Dilsizlere dil, amalara göz, ölmüşlere hayat, sesizlere sestir...”
Hüznüm, gönlümde rahmet bulutlarına dönüşür, gözlerimden damla damla sağılır!
Tefekkür,
Kürre-i arzı öylesine döndürür ki, yetmiş yılı dolduran zaman buutu mahşeri bir özetle; hikmet şualarını yayarak maveradan akıp gider...
Tefekkür,
Bir koşu...
Bir ömre bedel, harcını düşünce hamurunda çileyle yoğurduğun koşu!
O koşu,
Aşk diyor,
Tahammül diyor,
Tevazu diyor,
Sabır diyor...
Velhasıl,
‘hayatın özeti...’
Ve olman gereken yeri diyor!
*** ***
Dil, sükut etti!
Kalbin çığlığına kandı,
Ve yıkandı...
Hakk’ı andı...
*** ***
Kin, Nefret, Öfke, Şiddet;
Bir beladır!
O bela,
Hz. İbrahim döneminde,
Nemrut’tu...
Hz. Musa döneminde,
Firavun’du,
Hz. Peygamber (asv) döneminde,
Ebu Cehildi...
Asrımızda,
Şairin dediği gibi,
“Firavunlar, Nemrutlar, Ebu Cehiller
kıtalar geziyor...”
*** ***
Anadolu,
Üç kıtanın birbirine en fazla yaklaştığı,
Tevhit nuruyla yıkanarak aklaştığı,
Şefkatin damar damar,
Merhametin deryalar aştığı,
Bir gaye, ufuk coğrafya...
Anadolu’nun hareminde,
‘Haramiler...’ dolaşır!
Sanki Çanakkale mahşeridir,
‘Mazlumun akan kanına’
Kim bilir, kimlerin eli bulaşır!
Hangi maksat, hangi kötü niyet yarışır...
Kin, irinle karışır...
*** ***
Bir daha, tefekkür ettim,
Zor ve çetin bir coğrafya!
Dostu az, düşmanı çok...
Bin yıllık pusu,
Hala hükmünü sürmede...
“Gemi azıya alan...”
Kin ve öfke,
Vahşilikte, ‘sırtlanları aşmada...’
Asabiyette,
‘gözler körleşir...’
‘kalpler katılaşır’
Ufuklar kararırmış...
Gül fidanlar sararırmış...
*** ***
Müslüman, ‘uyanıktır...’
Bilir ki,
Yer ve gök tanıktır!
Bir zulüm yüklenen,
Hak katında, ‘sanıktır...’
Tarih şahadet ediyor,
Binler zulme yol gösterene de,
Ona alkış çalana da,
Vallahi lanet ediyor!

Bedrettin Keleştimur
Kayıt Tarihi : 27.6.2010 15:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bedrettin Keleştimur