Kırılmış Dal (Sonun Başlangıcı) -ÖYKÜ Şi ...

Cengiz Çetik
296

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Gecenin karanlığın da ormandan “çıt” çıkmıyordu. Sanki bir felaketin habercisiydi. Birden, ormanın içinden bir ses duyuldu. Sessizliği bozan, bir kadındı. Nereye bastığına aldırmadan, sağa sola çarparak ilerliyordu. Arada bir, korkuyla arkasına bakıyordu. Ormanın içlerine ilerleyince, soluk soluğa yavaşladı. Olduğu yere çöktü.
Ayın ışığı, yapraklar arasından bir görünüyor, bir kayboluyordu. Biraz önce sessiz olan bu orman; şimdi, sanki bu konuğu korkutmak istercesine ses çıkarıyordu. Gökyüzü, kara kara bulutlara bürünmüş; dolunayı gölgelemeye başlamıştı.
Kadın, içine derin birkaç nefes alıp verdi. Biraz kendine gelebilmişti. Çevresine baktı. Ormanın derinliklerinde olduğunu anladı. Ayağa yeniden kalktı. O ağır bedeniyle ormanın derinliklerine girip kaybolmak istiyordu.
Yıllarca, köyün bitişiğindeki bu ormana girmekten korkmuştu. Şimdi ise, düşünmeden dalmıştı, ormanın içine. Adımları, korkuyla yeniden hızlandı. Bedeninde iki can taşımanın güçlüğüyle; çalılara çarpıyor, dalları kırıyordu. Çabuk yorulmuştu. Yeniden durdu. Bu sırada yağmurda başladı. Kadın bir yerlere sığınması gerektiğini düşündü. Ama bu düşünceden çabuk vazgeçti. İş olabildiğine varacaktı. Gitmeliydi. Olabildiğince uzaklara gitmeliydi. Birden gözlerinin önünden, su gibi yaşamı akıp geçti.
Babası, çocuğu olmayan yaşlı bir adamla onu zorla evlendirmişti. Eş üstüne toy yaşta verilmenin acısını hissetmeden; kocasının dayağıyla evden soğumuştu. Bıkmış ve yüreğinde ezginlik hissetmeye başlamıştı. Kaçtı, dayanamadığı bir gün; baba evine. Babası kapıdan:
— “Burası artık senin evin değil. Defol! ”diye kovmuştu. Amcasının evine sığındı. Kocası peşini bırakmak zorunda kalmıştı. Çevresi onu, yoksul biriyle elbirliğiyle evlendirdiler. Kocası öksüz bir inşaat işçisiydi. Bir gecekondu yaptılar işbirliğiyle. Kocası aylar sonra eli bollaşmaya, rahatlığa kavuşunca; kendisini beğenmez oldu. Üstüne eş getirmek istedi. Kabullenmedi. Günler sonra alkollü gelen kocasıyla yeniden tartıştı. Bu sefer olan olmuş, evden kovulmuştu. İki canla sokakta kalakalmıştı. Ertesi gün, daha sonraki günler hep geceleri dışarı itelenmişti. Kocası onu eve almıyordu. Başkalarına gitmekten çekiniyordu. Sap saman arasında, korku dolu geceleri başlamıştı. Artık dayanamaz olmuştu; toplumdan, ailesinden, herkesten; itelenmekten. Yaşamaktan bıkmıştı. Düşünmeden, yıllarca korktuğu ormanın içine doğru koştu. Sonunda ne olacağını bilmeden…
Bir yıldırım, tam karşısındaki ağaca düşmüştü. Korkuyla yerinden sıçradı; düşüncelerinden, hayallerinden…

Tamamını Oku
  • Ali Asker Çataltaş
    Ali Asker Çataltaş 17.01.2007 - 20:41

    ''Yıllarca, köyün bitişiğindeki bu ormana girmekten korkmuştu. Şimdi ise, düşünmeden dalmıştı, ormanın içine. Adımları, korkuyla yeniden hızlandı. Bedeninde iki can taşımanın güçlüğüyle; çalılara çarpıyor, dalları kırıyordu. Çabuk yorulmuştu. Yeniden durdu. Bu sırada yağmurda başladı. Kadın bir yerlere sığınması gerektiğini düşündü. Ama bu düşünceden çabuk vazgeçti. İş olabildiğine varacaktı. Gitmeliydi. Olabildiğince uzaklara gitmeliydi. Birden gözlerinin önünden, su gibi yaşamı akıp geçti....

    güzel bir öykü ve öykünün gizeminde yaşanılmış olan gerçek hayat var..sevgili özkan kaleminiz öyküyü yoldaş olmış yüreğine sağlık,
    kutlarım...''

    Cevap Yaz
  • Ziya Öztürk
    Ziya Öztürk 11.01.2007 - 23:21

    Konu çok iyi işlenmiş ve özgün bir anlatımla ifade edilmiş. Kaleminize sağlık. Öykünüze tebrikler. Başarınız daim olsun.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta