Pembe incili kaftandır
Çayır çimen altımızda
Ne çelebi olduk
Ne de adımız Muhsin
Üstümüzde
İğne batmaz
Makas kesmez
Mavi atlastır gökyüzü
İnci mercan taç dır
Başımızda yıldızlar
Ne Ece’ler.
Ne Han’lar
Ulaşır bu ab-ı revana
Yapaysız,
Umarsız,
Üryan bir mekândayız
Ne, zaman bulabilir bizi
Ne de kaybedecek bir vaktimiz var.
Yaşamaksa
Bu andır
Bu lahzadır.
Tuz buz
Heder ömürler gibi
Kırılma noktasındayız yaşamın.
Gürül gürül bir kampa ateşi önümüzde
Odunun, nara aşkıdır.
Kesik dal uçlarından fokurdayan su.
Yandıkça
Berraklaşır,
Köpürür.
Özüne döner odun.
Suya karışır
Toprakla halvet olur odun
Ateşin, kıvrak kızıl saçları
Ritmik bir dansöz edasıyla
Narin narin sallanır.
“Tıp” deyip susmuş geceye inat
Egzotik notalar örer
Hantal kulağımıza kadife sesiyle
Yüzümüzü okşuyor
Gecenin buğulu teni.
Tandır sefalarından kalma
Masalları fısıldıyor ardımızda orman
Kırılma noktasındayız yaşamın.
Gürül gürül bir ömür bekler bizi dışarıda
Ya biz tutsağı olacağız hissiyatımızın
Ya da kırıp zincirini tüm tabuların
Odunun nara aşkı gibi
Birbirimizde kavrulacağız.
Eylül/2007-İzmir
Alim EkenKayıt Tarihi : 8.9.2007 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!