Ne oldu neyin var anlat bir hele,
Uzanayım şöyle bir dizlerine,
Dalıp giderken mavi gözlerine,
Anlat bakalım sen neye kırıldın?
Bin yetmiş birde açıldı kapılar,
Geldi büyük bir millet yurt kurdular,
Domaniç’te koca bir tuğ çaktılar,
Habersiz gelişlere mi kırıldın?
Mehmet ile girildi İstanbul’a,
Yavuz halife oldu Müslümana,
Süleyman korku saldı şu cihana,
Koca padişahlara mı kırıldın?
Pir Sultan’ı urganlarda asarken,
Nesimi’nin derisini yüzerken,
Nice canı ateşlerde yakarken,
Dini bilmez yobaza mı kırıldın?
Köroğlu’yla binilmişti kırata,
Dadaloğlu selam saldı Avşar’a
Plevne’yi verir mi Osman Paşa,
‘’Akmam’’ diyen Tuna’ya mı kırıldın?
Okutulurken Avrupa’da Sina,
Taşlar miras kaldı Koca Sinan’a,
Taşları da konuşturdu adeta,
Sen zanaatkarlara mı kırıldın?
Ferhat deldi aşkın çelik zırhını,
Mecnun içti çölde aşkın abını,
Kerem çaldı aşkın dertli sazını,
Bu asrın aşklarına mı kırıldın?
Yunus süt dağıttı gönülden dile,
Bektaş Veli eğildi hakikate,
Mevlana ‘’hu’’ dedi döndü gerçeğe,
Yoksa evliyalara mı kırıldın?
Asrın, bozuk insanlar asrı oldu,
Yazların geç kaldı hep kışlar oldu,
Sütç’ İmam, Nene Hatun yalan oldu,
Sen kahramanlarına mı kırıldın?
Savunurken ölüyor birileri,
Anlat ne olursun anlat derdini,
‘’Sayın’’ diyerek ezerlerken seni,
Peşkeş çeken piçlere mi kırıldın?
Kayıt Tarihi : 25.1.2014 03:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!