Neresindedir en ince kemiği insanın?
En kolay neresinden kırılır?
Kemiksiz bir dilin gücü ne kadardır?
Bilmiyorum sevgilim
Benim soğuklarla bir alıp vermediğim yok
Elimin üşümesi yarımlığından
Ki sen
Bir yar bırakıp gitmiştin avucuma, hatırla!
Ben de koşup, o yardan düşmüştüm
Ne gerek vardı deme sakın
Yâr’ın hakkı
Yardan yuvarlanmaktır bilirsin
Sana belki
Ama gidişine haksızlık etmedim.
Daha düne kadar
Bir limon ağacı vardı burada
Kocaman saksıya zevk olsun diye zalimce dikilmiş
Koridoru boyarken bahçeye bıraktılar onu
Sen bekle,
Biz birazdan geliriz dediler.
Hiç ağlarken gördün mü limonu sen
Yaprağında donmuş bir yaş vardı
Limon ağacını öldürdüler sevgilim
Çok üzgünüm
Katiller diye bağıramadığım için
Sabah
Öylesine göğe bakarken
Kendini tüketen bir sigara parmaklarımı yaktı, sinsice
O’na hiçbir şey yapmamıştım oysa
Hiçbir şey yapmamıştım yemin ederim.
Duydun mu nasıl çığlık attığımı
Yoksa parmakların hâlâ kulaklarına mı tıkalı
Canımın diyorum sevgilim
Duydun mu nasıl yandığınıSen artık beni dinlemiyorsun
Peki, ben bunları niye anlattım
Sanırım gözlerini özledim biraz
Sesinin yaramazlığını
Yanağımdan makas alıp kaçan gülüşünü
Ama yine (de)
Bak işte yine (de)
Kırık kemiğimin sızısı vuruyor yüzüme
Sahi sen biliyor musun;
Neresindedir en ince kemiği insanın?
En kolay neresinden kırılır?
Ben bilmiyorum sevgilim
Bilmiyorum
Bilmiyorum
Kaynamaz kemiğimden kırıldım sana.
Kayıt Tarihi : 7.11.2016 15:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!