Kederinden boynu büküldü dağ uçlarında çatal otlarımızın
Dönerek tersine ak-koyu zehrini düşürdü sırtımıza
Her şey ol diyeceğim
De dinmeyeceğim intikam yağmurlarına
savunma istersen kendini..
İçim ekşiyor davula sıkıştırılan şartnamelerin mayası bozuk somunlara sürülmesinden.
Kuranı kurallamak düşerken payımıza, pembe çiçeklerinde eteğimin bir topak kir..
Yüksekten ampül sayısıyla wattı arttırılmış ışıkları bol kentimizin kavşaklarına inmeden masalarında it dalaşı.. Erdemi kabaran köpek kafileleri gülecek buna…gece olsun da tasması kırık boyunlarıyla.
Ayaklarımızın ağırlığına iyi gelmiyor akşamın çukuruna hazırladığımız tuzlu sular. Dışından bakmayı iş edinmişken duvarların yüzeyine, fırça darbeleriyle oyalanmayı gül ebemin aklından alıyoruz. Sızıp kalmaktan gerisi yalan. Teyzemin çuvalında biriktirdiği ünlemler dahil.
Bak!
Çamla duvar dibini aşan iğfaller geniş manşetlerden yırtılmış dantelli sarkıtıyor. Amaçsız cinayetlerin tanığı olarak beşinci bir mevsim kuruluyor. Sökülünce ahlakın kılıfı, “yankee”leşmiş kafalar kaldırımların otuz ikisiz dişleri gibi sırıtıyor.
Karakter: gömlek olsun. Bırak asansörde yahut mobil oilin bir köşesinde..
Saati kırmıştık ya..
Susun yalnız arabaların dumanlı şoförleri!
Şafak konuşacak birazdan
Özlü şişelerin, asidi gitmiş gazoz gibi içilesi çekilesi yanı kalmıyor. Üstelik Akdeniz’in en sırlı ağaçlarına tahta çakıp keyif çatmış derin ve dolu simaların düş yuvaları.. Yine de burgu basılır, halat gerilir, korunakları dikilir, stokları çoğalır.. kanunlar taş kesilir ve kıranın kellesi cilalı kılıçların sapında mezelenir.
Oysa ördek sekişleri değil midir sazların uyumlu savruluşlarına sevinç takımından yeni parantezler açan. Bizse tatlı suyuna durmayı unuturuz göllerin. Havale çıkarmıştır şaşkınlığımıza yeni ölümler..
Nefise Tuşaye KarataşKayıt Tarihi : 12.3.2007 14:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!