Cebimizde bir el dolaşıyordu, canı ne kadar istiyorsa o kadar alıyordu, o eli kendi elimiz sanıyorduk!
İçimizden birileri o elin bizi bize ait olduğuna inandırmıştı.
Oku diye başlayan din, sorgula diyemiyor, koşulsuz inan diyordu.
Dinsiz diye yaftalanıyordu sorgulayan ve yaşananlara karşı çıkarak bunun din ile ilgisi olmadığını söyleyerek inanmayanlar.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
"Alışıyor" insan...
Nasıl varlığa alışıyorsa, darlığa da!
Bilimsel açıklamaları var elbet..
"Bir lokma bir hırka..."
"Vur elini, ekmeğini al, öyle de uysal!"
O kadar aleni ki,
Bazen hayrete düşüyor insan,
"Ben miyim alışan!"
Hele de "susmaya", el pençe.....
Allah korusun... Şerden, Allah'tan korkmayan, kuldan utanmayandan...
Tebrikler Önder Kardeşim..
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta