Bir saat düşer duvardan,
zaman susar aniden.
Saniyeler çatlaklardan sızar,
her biri ömründen bir parça götürür.
Kırık bir zamanın ortasında kalırsın,
ne ileri ne geri,
öylece durur hayat.
Cam kırıkları gibi anılar,
parlak ama keskindir.
Ellerinle toplamaya çalışırsın,
her biri bir yaradır artık.
Bazıları gözlerinden süzülür,
bazıları sessizliğinde saklanır.
Ama hepsi acının başka bir yüzüdür.
Pencerenin önünde oturursun,
gökyüzüne dalar gözlerin.
Bulutlar ağırdır,
ama senin yüreğin daha da ağır.
Yağmur yağar birden,
ama temizlemez geçmişi.
Hep bir iz kalır gökyüzünde,
tıpkı kalbindeki gibi.
Sonra bir çocuk sesi duyarsın,
bir yerlerden umut dolu kahkahalar gelir.
Birden irkilirsin:
Zaman kırılmış olabilir,
ama hayat hâlâ akar.
Ve belki de,
parçalanan şey zaman değil,
senin zamana olan inancındır.
Bir çekiç alırsın eline,
o kırık saatten bir sanat yapmaya karar verirsin.
Camların arasına umut serpiştirir,
her yarığı sevgiyle doldurursun.
Zamanı tamir edemezsin belki,
ama yeniden bir hikâye yazabilirsin.
Ve o an anlarsın:
Hayat, kırıklıklarla güzel.
Her çatlak, ışığın içeri sızması için bir yol.
Ve her kırık zaman,
yeniden başlaman için bir fırsat.
Kayıt Tarihi : 30.11.2024 17:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!