Muhtemel bir suikast girişimidir,
kırmış olduğun trabzanlarım.
Bu olası bir düşüştür.
Saymadan da basamakları,
düşebilme düşüncesidir.
Yağmur inliyorsa seğirterek bir körün çatılarını,
kulak şahittir elbette.
Şahit olan ne kadar tedirginse,
parmağına tığ batanın kanı o denli paslıdır.
İçimden hep yol demek geçiyor.
Bir yolla düşebilme olasılığının,
bilmem yüzde kaç oranında düşüp
kaçabilme umudunun arzusudur.
Şimdi bu umut harflerinden oluşmuş
topluluktan bahsetmek bile öyle ürkütür ki canımı
an desem anlaman sus desem fazlasıyla saçmalık.
Ben bir şeyler demeyenlerin
zorunlu safında oyalanıyorum.
Kalıp bir cümleyi tamamlamak bile
o kadar sıkıyor ki canımı,
bu paslanmış kandan da beter geliyor.
Her nereden geliyorsa sormuyorum.
Oturup ta şu kasvet kokan şuracığımda,
ikişer ikişer yiyorum üzümü
An desem, anlaman olası
Şu karanın,
kara üzümün sapı, kokuyor
Sahi içimden yol geçiyor
Sahil kenarı
Ben oturmuş çok gezmiş gibi
Rüyalarından uyanmış yorgun argın
seyahatlerinden dönmüş
tıpkı uzun ihsan efendi.
Kulağıma altı ayak ses patlıyor
Kapıyı aralayan anahtar
Önce sus diyen bir parmak
Ve ardı bir büyük bir küçük
Sus diyorum susanı öğretene bakarak
Şimdi üzüm üzüme baka baka
Çıkan tırmalar
Yıkar basamaklarımı
Susmakta susar
İçimden yol geçer
Bir büyük bir küçük
arpa boyu yol almışım.
Kayıt Tarihi : 3.12.2019 23:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!