Kırık şemsiye yağmurları altında yürünüyor
ve isyankarca sürünüyor bir ömre sığdıramadıklarımız
Emre itaat etmeksizin boyun eğiyor
Ve eğri büğrü
ve bağrı yanık
ve ağrı sızı içindeki
ve en sağır
ve en kör
ve en dilsiz
ve hepsinden duygusuz
ve duyarsız hikaye dipnotlarında manasnı buluyor manasız hayatlarımız…
Kırık şemsiye yağmurları altında yürünüyor
ve kenar köşelerde bıraktığımız zavallılaşmışlıklarımıza benziyor
ve kılıktan kılığa bürünüyor
sözde söz vermişliklere özeniyor
ve ser verdemen sır vermişliklere bezeniyor
ve git gide daha bir sızlanıyor yarım bıraktıklarımız…
Kırık şemsiye yağmurları altında yürünüyor
Islak geçmişimizin sayfaları arasında
ve kurutulmuş yaprak koleksiyonlarını andırıyor
ve bile bile kendini kandırıyor
ve dile düşürmeden dillendirip
sonsuzluk rüzgarında dinlendirilip duruluyor beklentilerimiz…
Kırık şemsiye yağmurları altında yürünüyor
Ve doruk arayışlarındaki yamaç sürüncemelerimiz
ve noktasız
ve virgülsüz
ve gülsüz
ve dikensiz
ve bütün soru işaretleriyle cevapsız kalıyor yıkık dökük cümlelerimiz…
Kırık şemsiye yağmurları altında yürünüyor
Ve içi en dolu boşluklarla
ve yolu arayışlarda gizli
ve tuttuğunu koparan beceriksizliklerde
ve hiç birleşmeden toparlanan ayrılıklarla taşınıyor keşmekeşlerimiz…
Kırık şemsiye yağmurları altında yürünüyor
ve altında buzağı aradığı öküzü bile yokuşa süren
ve uçan kuşa boçlu kalakalmışlıklarla
ve nefret
ve öfke
ve kin
ve en sakin kaçışlarla şekillendiriliyor
ve durmadan yitiriliyor kimliklerimiz…
Boğaç Yüzgül
Kayıt Tarihi : 12.7.2019 21:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!