Her kapı eşiğinde
çocuk mezarı diye takıldığınız
45 numara ayakkabılarımla
içinde etleri çürüyen
bir çocuk cesedi taşıdığımı
nasıl da bildiniz
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
beğenerek okudum, tebrikler..
ne zaman bir şiiriin içine girsem çocuk oluveriyorum...
çocuk ruhunu kaybedenler , şiire sığının...
Muhterem Üstad
Uzun zamandır yoktunuz ve sizsiz buralarda hep bir şeyler eksikti; meydan nâdâna kalmıştı uzun süredir.Hoş geldiniz ışıklar getirdiniz bir güzel ülkeden,gel yine aydınlat ufkumuzu Sinyalî'nle güzel dost kalem.
Bir zamanlar bir sanal ülkede astığı astık kestiği kestik bir kadı varmış..Ben ne diyorsam kanundur dermiş..Ben tahtaya demir demişsem zinhar kimse bundan sonra ona tahta demesin dermiş..En çok şiirler konusunda hüküm verirmiş..Eğer o birisine şair derse o şair olabilirmiş..aksi taktirde o hiç ama hiç bir şey olamazmış.. Artık bilimsel bilgi için yapacak bir şey kalmazmış..Zira, bilimsel bilgi dahi ondan habersiz herhangi bir şekilde kendiliğinden bilgi olmazmış..
o yüzden şairler hep onu övmüşler o ülkede kelle korkusundan..övmek zorunda kalmışlar...Bakın ne demişler onun için..
Sultanm, sen şöyle cesursun, böyle cengaversin...
Bir isminle, bir hışmınla düşmana korku salarsın...
Tıpkı hazreti Ali gibisin diyecem amma...
O Allahtan korkardı, sen ondan da korkmazsın.
ilkel dil yapisi ve teolojinin birlikteligi siir denilen yapiyi olusturmustur ve zamanla bu dil yapisindaki donusumle siirden baska dil boyutlarini da kazanmistir.siirin dil eksenindeki yapisinin gunumuzde olan sekli cok sonralari 'ortak kabul'olarak on plana gectigi icin bizler bugunku duz yazi ve siir ayirimlarini yapariz.ama siirin iskeleti bicimden ziyade icerik olarak kendini var eder.butun tanimlamalar ve ayrismalar daha spesifik analazler icin yapilir.yani bir siirin siir olup olmadigi sizdeki etkisinde kendini var eder ve sair olup olmadigi da siirin etkisinde sairi var eder.istediginiz kadar siir degil, sair degil deseniz de bir insan bile bir siirden etkileniyorsa o zaman karar verme yetkisi baskasinda olamaz.iyi siirdir veya zayif siirdir diye elstiriler,yorumlar ancak yapilabilir.cunku sanat ve hele siir etki gucunde kendini var eder.
Sunay Akin,siirleri-ki israrla siir'dir diyorum-kendinden yola cikarak yitirilenleri bizlere siirleri sunmakta usta bir sairdir.Kemal Bey,eger o astiginiz 'odul almis'siirnde agaci sadece agac olarak goruyorsaniz size kimsenin birsey deme hakki yok ama siir/sair olup olmadigi konusunda sizin de bizlere birsey deme hakkiniz olmadigini dusunuyorum.saygilar...
Seni anlatmak seni demişti bir başka usta..
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Anlatmış işte şair bu anlam içinde..
Kırık bir kibrit çöpünde de insanı anlatır şair..yumurtadan ihtiyar olark doğan insanı da , doksanında bebek ruhlu insanı da anlatır..şair hiçte herşeyi , herşeyde hiçi anlatır..
Şiir diye yazılmış bir metne şiir değil demek hakkını kendinde bulmak ,örneğin bir insana insan değilsin demek hakkını kendinde bulmak gibi geliyor bana
her şiir insandır..insan hakları kadar muazzez olan bir şey varsa o da şiir haklarıdır..
Sanki kurtarılmayı bekleyen bir çocuğun anlaşılmadığının,yalnızlığının isyanını dile getiren,sade bir şiir.
Kurgu ve benzetmeler oldukça basit olsa da ;şair mesajını iletmekle başarılı olmuş..
Ama şairin tarzı bu..
Saygılar
Fikret Şahin
bir çocuğun yazdığı her şey güzeldir... çünkü bir beklentisi olmadan... size ulaşmaya çalışmıştır...kalbinin gizli her bir köşesini şiire hiç çekinmeden açmıştır...neden korkarız çocukların anladıkları ve inandıkları ne varsa anlatmalarından veya şiire çocukça satırlar eklemelerinden...tek bir istedikleri vardır...uyurken sıcak yataklarında...sevdikleri hep başucunda ve bir arada olsun...zaten şiirler bunun için değil miydi...oysa siz… ne beklerdiniz onlardan …süslü püslü...yalanlar mı...veya aldattığınız insanların acıklı hayat öykülerini mi...nedir talebiniz..nedir umduğunuz..nerde çocuklarınız..hangi dünyanın özlemi ile büyütüyorsunuz...şiirin masalla arkadaşlığını anlattınız mı...yoksa erteliyor musunuz...büyükleriniz gibi...hala inanmıyor musunuz...şiirin hakim olduğu bir evrende...çocukların şiirlerle arkadaş olabileceğine...ve siz zaten çocukları çoktan unuttunuz mu..öyleyse...şiir alıp gider..ne kadar çocuğu varsa...sizden uzaklara...
Sunay Akın..içinde ki çocuğa korkmadan söz hakkı vermiş…ve şiir sadece çocukların şeker kokusuyla yoluna devam edecek…sevgilerim bu gece sadece çocuklara…onların şiir dünyalarına..
Dünkü yazımızda…şiirin nefreti iyi bildiğinden bahsetmiştik…ve nedenini de açıklamıştık…oysa gözünüzden bir şey kaçmış ve biz görmemişizdir…nefret bazen insanın şiire adım atmasına vesile olan yarı aydınlık bir teras gibidir…ışığını ne ay dan alır ne de lambalarınızdan…kalbinizde her daim …birilerine kızmış ve şiirsiz bırakılmış çocuklar vardır…bugün o çocuklardan biri duruyor…kendi terasının en aydınlık kapı arkasında…şiir sizin içinizde ki bütün unutulmuş…naftalinlenmiş…sandıklarınızın anahtarlarını saklar…yeri ve zamanı geldiği vakit…anahtarlarınız elinizdedir…ancak bazen nedeni bilinmeyen bir sebeple şiir ağlayan çocukların yanından geçip gidiverir…bunun nedenini tabi şiirden başkası bilemez ama bana sorarsanız…eğer…sırlarını sizinle paylaşmakta bir sakınca görmem…şiir çocukların her vakit uğrayabileceği oyun odalarına benzer…yeter ki her şeyleri bıraktıkları gibi olsun…sizin için dağınık olan ne varsa…onun gözünde kurgulanmış bir düzendir..öyleyse şiir çocuğun hafızasına galiba kendi oyunları ile katılır..sizin bile haberiniz olmadan…sormak istediği ve sizden alamadığı bütün cevaplar ve oyuncakları kendi elleriyle getirip bırakır şiir …hayat bildiğimiz tiyatrolarda açmak telaşındayken perdelerini…bir tek çocuklardır…hala açlığın ve savaşın gerçek seyircileri…onlara uzanan sadece şiirin elleridir…ve onu sen herkesten iyi tanıyorsun…bütün dileklerim çocukların gülüşlerinde saklı …insanın gerçek masumiyetine şiirin sahip çıkmasıdır…şiirin gücüne inanmak ve hayat şair olmak adına bir gayretle sizlere kendi şiirlerinizi yazdıracaktır…sevgilerimle
' 'Ve siz
her seferinizde
sigaranızı yaktınız
ama açıktan geçen gemiler gibi
yanınıza beni almadan
gittiniz! ..
Şiirin anatomisi bu dizelerde.
Sevgili Sunayı kutlarım
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta