Tunalı’da bir çay bahçesi,
Genç bir kız oturur sessiz.
Bir yandan çay, bir yandan yol,
Ağır adım bir ihtiyar; vakur, yalnız.
Göz göze gelirler ansızın,
Kız bakar, adam gülümser.
Kuğulu Park’ın kuğuları gibi gülümser.
Masaya çağırır genç kız onu,
Bir çay daha söylenir, zaman bükülür.
Cebinden çıkarır eski bir resim,
Susarak uzatır, eli titrek.
“Bu,” der bıyık altından,
“Kırk yıl önceki ben,” demek.
Garson fincanı bırakır usulca,
İhtiyar bir yudumda içer.
Boğazı yanar, fincan düşer,
Daha yere varmadan paramparça olur.
Kız sorar şaşkın:
“Neden?”
Adam gülümser:
“Gençlik kırık bir fincan,” der hemen.
“Masayla yer arasındaki boşlukta
Ne kadar asılı kalırsan, o kadar iyi;
Çünkü yere varmak
Her zaman geri dönülmez bir eski.”
Kalkar, gider çay bahçesinden,
Geldiği gibi yalnız.
Genç kız garsona döner:
“Plastik bardakta olsun çayımız.”
06.05.1989
Mehmet ErsoyKayıt Tarihi : 19.4.2004 23:44:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)