Kırık Düşün Sayhası Şiiri - Yorumlar

Şair Aysegulguncan
28

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

'Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış'

Soysuz bir muhteva gizler bakışın
Tanrıya küfreden o naif nazar
Aşkın boğazına ilmek takışın
Sevda mezarını diliyle kazar

Tamamını Oku
  • Cronic Muhalif
    Cronic Muhalif 18.06.2010 - 05:08

    sorular geliyor aklımıza

    derin damarlarında gezerken dünyanın

    zambaklar diyoruz neden bunca arsızdır

    nedir alnımıza çakılan bu sağanak

    iskeletimize kadar terliyoruz

    sorular sormanın esintisiyle

    yaşamak bir nedamet değil

    bir arkaik alışkanlık hiç değil

    sorlar soruyoruz kuş seslerine

    hiç cevap duymak istemeden

    her kuş bir diğerinden

    daha bilge

    cevap veriyorlar

    endişelenmeden

    sabahın kuşkusundan

    hiç nasiplenmeden



    cr0nic

    Cevap Yaz
  • Cronic Muhalif
    Cronic Muhalif 18.06.2010 - 05:01

    şiirden nem kapsın biraz imanım

    melek kanatları yüzüme değsin azıcık

    sersefil yazıtlarda tükenen dirliğim

    sabrıma sükun olup

    yuvarlansın

    ki

    ellerimiz atımsız örümcekler değil artık

    ellerimiz tay çoşkusunda

    istemekten yapılma bir araz

    ellerimiz semada..


    cr0nic..

    Cevap Yaz
  • Cronic Muhalif
    Cronic Muhalif 18.06.2010 - 04:54

    şimdi bir yaz sabahını

    yeniden ve yeniden okumalı

    esresiz inceliklerle

    terennüm edilmeli gökyüzü

    ses suya değince

    yeryüzünün imi olmalı yağmur

    öyle kısık gözlerle zamana bakmalı değil

    sancıyı gömdüğün göğse

    buhur sunmalı


    cr0nic

    Cevap Yaz
  • Ayşe Yılmaz
    Ayşe Yılmaz 18.06.2010 - 04:41



    Eylülün Çocukları...

    Biz ki aşkı sanat bilip, sustuk edebiyata
    Yazılmamış tümcelere, roman olanlardandık…





    Bir beyaz daha dolandı, kırık dişli tarağa
    Akıp giden senelere, yumduk gözlerimizi
    İsmimizi şerh düşerek, buğulanmış varağa
    Pusa bürünmüş mevsimde, dövdük sözlerimizi
    Çünkü hepimiz hazanın, boynu bükük öksüzü
    Geride kalan demlere, düşman olanlardandık
    Çünkü hepimiz mizanın, iflah olmaz yüzsüzü
    Günahlarımız altında, pişman olanlardandık




    Ki eylüldü sonbaharın, ehl-i kâmil çocuğu
    Anne şefkati umarak, hazana yaslanırdı
    Kara kışlara doğruydu, uslanmaz yolculuğu
    Tanrının gözyaşlarıyla, kirpiği ıslanırdı
    Say ki hepimiz eylüldük, takvimlerin bağrında
    On bir ayın şehvetine, güman olanlardandık
    Say ki solmuş birer güldük, bülbüllerin uğrunda
    Aşkın ahde vefasına, umman olanlardandık




    Yağarken düşlerimize, binlerce bakir damla
    Düşen sarı yapraklara, suretimizi çizdik
    Eylülde hasbıhal ettik, bize reva idamla
    Cana susuz Azrail’in, tabanındaki izdik
    Biz ki dehrin nigahında, ab-ı hayatla yunduk
    Ölmeden ölmek bahsinde, yaman olanlardandık
    Biz ki eren dergâhında, çırılçıplak soyunduk
    Demkeşlerin çubuğunda, duman olanlardandık




    İlkten bir rüzgâr okşadı, gümüş saçlarımızı
    Gözyaşımızla beraber, düşlere şebnem düştü
    Saçlarımızdan aşırdı, altın taçlarımızı
    Mağlubiyetin gamıyla, gülüşlere nem düştü
    Gayrı elemle eğildi, olgun başaklarımız
    Acının anaforunda, harman olanlardandık
    Gayrı isyana yöneldi, sadık uşaklarımız
    İmgelerin mavzerinde, erman olanlardandık




    Asumanın silueti, kaşlarını çatarken
    Ürküp göçtü kırlangıçlar, sıcak iklimlerine
    Tükenen zamana doğru, yüreğimiz atarken
    Dolandı sevinçlerimiz, zaman büklümlerine
    Fırtına arifesinde, kabarıyorken deniz
    Sığınacak gemilere, liman olanlardandık
    İsrafil’in sur sesine, biat edenlerdeniz
    Kıyametin peşrevine, keman olanlardandık





    Güneşimiz kirlenince, sandık lekeleriyle
    Mil çekildi gözlerine, sarhoş yüreğimizin
    Ağustostan arta kalan, ah! terekeleriyle
    Zül biçildi kaderine, nahoş ereğimizin
    Oysa bizdik aşiyanı, yaralı serçelerin
    Yeni yetme fidanlara, orman olanlardandık
    Oysa bizdik tüm ziyanı, kırılmış sırçaların
    Boynu bükük nalânlara, mihman olanlardandık





    Ocakta düşenlerdendik, sonbaharın rahmine
    Eylülde kundak edildik, melâmet hırkasına
    Revnaktan aşanlardandık, istikbalin vehmine
    Eylülle visal eyledik, ibadet parkasına
    Bizler ehl-i dubaranın, şerrinden korkan eşar
    Ehl-i ulema sözüne, ferman olanlardandık
    Bizler ehl-i cühelanın, sözünden kopan şiar
    Ehl-i fukaranın derdine, derman olanlardandık




    Biz Ahmed’in cemalinden, akseden ışık ile
    Ali’nin zülfikarına, yalman olanlardandık


    (16/08/2009)

    Ankara

    Aysegulguncan


    umarım imanımı sorgulayanlar için açıklayıcı bir cevap olur...

    saygılar

    Cevap Yaz
  • Ahmet Bektaş
    Ahmet Bektaş 18.06.2010 - 04:28

    Şairlerin önceden okuduklarından etkilenmesi doğaldır diyorum. Saygı ile.

    Cevap Yaz
  • Ahmet Bektaş
    Ahmet Bektaş 18.06.2010 - 04:23

    Ben Ayşe'yi reelde de tanırım. Severim.
    Çok başarılı olacağını söyledim ,ilk şiirini okuduğumda.

    'Soysuz bir muhteva gizler bakışın
    Tanrıya küfreden o naif nazar
    Aşkın boğazına ilmek takışın
    Sevda mezarını diliyle kazar
    Soysuz bir muhteva gizler bakışın '

    Burda yazar birini tarif ediyor. O kişi ile aynı fikirdeyim demiyor. Sitem ediyor.

    'Rüsva et as beni darağacına
    Kurt peşinden gider yaralı kuzu
    Eğ kirpiklerini zül miracına
    Yaralarıma bas kezzabı tuzu
    Rüsva et as beni darağacına '
    Burdaki teslimiyete bak . Muhteşem.

    Bu kızı biri fena harcamış.

    Acısından yazmış ama . Kurtulamamış pençesinden.
    Şiir hak ettiği yerde. Tebrik ederim.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Özdemir
    Mehmet Özdemir 18.06.2010 - 03:30

    şaire sözümüz yok.. şairleri severiz… şiir kutsal emek..
    bu sayfanın şairlerle ..şiir yorumcularıyla sorunu yok...
    sayfasında tek şiiri olmayan... edep, edebiyat, fikir fukaralarıyla sorunu var..

    şairl yürekliler birbirini eleştirse bile... şiir diliyle ..gönül diliyle anlaşabilirler..

    veyl olsun şiirsizlere... gönül evini yıkanlara.. haddini bilmeyenlere...


    GECELERDE

    Ey dîde nedir uyku, gel uyan gecelerde,
    Kevkeblerin et seyrini, seyrân gecelerde,

    Bak hey'et-i âlemde, bu hikmetleri seyret,
    Bul Sâni'ini, ol âna mihman gecelerde,

    Çün gündüz olursun nice ağyar ile gafil,
    Koy gafleti dildârdan utan gecelerde,

    Gafletle uyumak ne reva abd-ı hakıra,
    Şefkatle nida eyliye Rahman gecelerde,

    Cümle geceyi uyuma Kayyumu seversen,
    Ta Hay olasın hay ile ey can gecelerde,

    Aşıklar uyumaz gece hem sen uyuma kim,
    Gönlün gözüne görüne ey can gecelerde,

    Dil, Beyt-i Hudâ'dır, ânı pak eyle sivâdan
    Kasrına nüzul eyler o Sultan, gecelerde.

    Az ye az uyu hayrete var fani ol andan,
    Bul canı beka ol ana mihman gecelerde,

    Allah için ol halka mukarın gece gündüz,
    Ey Hakkı nihan-ı aşk ödine yan gecelerde,

    Erzurumlu İbrahim Hakkı

    Cevap Yaz
  • Mehmet Özdemir
    Mehmet Özdemir 18.06.2010 - 02:36

    Sayın hocam…
    Elbette yararlanılır…
    Orijinal değil.. sadece şekil akrabalığı yok…
    Şekil de ses de Karakoç’un…ama muhtevası çok uzak…

    Mesela benim bir şiirimde şöyle bir mısra vardı…

    “Rüyalar rüyalar ruhumu sarın”

    Bu ses kimin… Necip Fazıl’ın

    “Büyücü büyücü ne bana hıncın”

    Şiir başarısız değil.. güzel… yüzlerce hece şiirine beş çeker…
    Günün şiiri olmasına da itirazım yok… her zaman en güzel şiirler seçilecek değil..
    Şimdiye kadar seçilenler içinde de en iyilerinden..
    Günü isabetsizdi sadece.. bu da benim görüşüm.. isabetli bulanlar da var.. hayırlı olsun..

    Cevap Yaz
  • Ünal Akbulut
    Ünal Akbulut 18.06.2010 - 02:22

    Tahayyül
    şehir meydanında
    çınar ağaçları
    kadim ustalıkları içinde
    bir sonraki sabahın
    huzur demine aş eriyorken
    sığırcık imecesi neş'eler içinde
    güneş,
    vakti çağıran niyazı bekliyordu.
    şairin gözleri,
    kan çanağı mısralardan ayrılıp
    suyun tenine teması ile
    uyandı mahmurluğundan.
    bedenine giydiremediği
    ilahi çağrının seccadesinde
    vefa aradı.
    ..
    gönül meydanında
    kelimeler
    her zamanki uysallığı içinde
    bir sonraki mısranın
    sitemine can veriyorken.
    his bilmecesi işveler içinde
    kelam,
    murada kavuşturan ilhamı bekliyordu.
    şairin sözleri,
    eskimiş hüzünler sayfasından sıyrılıp
    sevdanın kaleme iltiması ile
    kuşandı aşk buluğundan.
    vuslatına eremediği
    o hazin ağrının telaşesinde
    şifa aradı.
    ..
    ne,
    bildik sabahlara uyanmak ihtimali.
    ne de,
    kalemin ilham ile halvet hali.
    şair,
    aç vehmin sandığını
    tahayyül yelkenleri rüzgar bekliyor...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Özdemir
    Mehmet Özdemir 18.06.2010 - 02:12

    benim şiire itirazım yok... bu gece güne gelmesini yadırgadım sadece..
    Monaroza'dan kopyalanmış bir şiir..
    şeklini ve sesini aldığı gibi kaynağını daha da belirgenleştirerek mısralar almış..
    bir nevi nazire...
    orijinalliği yok..

    benim derdim şiir...
    kimsenin diniyle..dünya görüşüyle ilgilenmem.. herkesin dini kendine.. müslüman müslümanlığını...isevi,musevi kendi dinini.. ateist kendi inançsızlığını..alevi aleviliğini arap rafizisi de rafiziliğini yaşar... şiirle ilgisi yoksa bunları gündeme getirmemek lazım.. kimsenin kutsalına dokunmamalı...biraz insaf...biraz edep...

    bu sayfada salgırganlığı huy edinmiş kimseler var...
    bunlar saldıracaksa...lütfen taşları bağlamayalım...

    Allah rahman ve rahimdir... ve aynı zamanda cabbar ve kahhardır..

    ve artık şiire dönelim....

    'Ulur aya karşı kirli çakallar

    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

    Mona Roza, bugün bende bir hal var

    Yağmur iğri iğri düşer toprağa

    Ulur aya karşı kirli çakallar' S.Karakoç

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 106 tane yorum bulunmakta