paslı zincirlerin halkalarını birleştirdikçe ortaya çıktı siyah
sildikçe ıslak lekesi bulaştı beyaza kirli akşamların
akşam üstlerine yıkıldı sıkılganlığın kokusuna yatmış ölüm
aptalı oynamak düştü masumiyete rol dağılımında
durağında bekleyen son yolcu yine sabırsız/yine şaşkın
inende bir tokat gibi patlıyor gerçeğin yavşak soğukluğu
illet bir hastalık oldu puslu günlerde fotoğraflara sarılmak
ortalıkta bir küf kokusu
gergefine bir kurban daha işle kader/ağ senin ellerinde
tutuklu sözcükler diken üstünde/ha koptu ha kopacak fırtına
diline dolanan bir şarkıda öldü sevgili
aşk hep yapar bunu
gelir/gider
gider/gelir
dinginliğimi hoş görme
hor kullanma yüreğimin ıssızlığını
yüreğine sar korkunun en vahşi tarafını
susarım…sustukça haykırırım
sezemezsin
çığlıklarım ulaştıkça semaya
utanırsın
varsa yüzün
bakamazsın bir daha
bir daha oyuncak olmaz bu yalnız yılan kollarında
yıkılır kalır bir sarhoş şiirin kaldırımına
kaldıramaz kimse
uyur
bir daha uyanmasa da
siler kırmızıyı şiirlerden
maviyi koyar bağrına
siyaha boyar duvarlarını dünyanın
yatar
aptalı oynar
inanırsın
yırtılır yasak düşlerin sakıncalı sevişmeleri
uçar
uçar
kanatsız…göremezsin
bir travma sonrası
yok olur beden
ruh dağılır sonsuzda
biz artık burada yaşamıyoruz
ağla…
Kayıt Tarihi : 1.11.2005 14:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!