Aynasız bir geceye bakarken
tanır gibiyim seni—
bir rüyanın kıyısında unutulmuş,
gökyüzünü ezberlemiş bir yolcunun
hep aynı sabaha uyanan bakışlarındasın.
Menekşe değil artık bu sokak,
bir ismin yankısı kalmış taşlarında.
Yağmur sanki inadına
senin izinden kaçıyor.
Yüzüne değen gölgeler tanıdık,
ama gülüşlerinde saklı
yabancı bir baharın ürkekliği var.
Her an gidecekmişsin gibi,
konuşurken bile yokluğa hazırlanıyorsun.
Periler terk etmiş masallarını—
sen hâlâ son sayfada bekliyorsun.
Trenin terk ettiği ray gibi,
sesini unutan bir şarkı gibisin.
Kapılar açılmıyor artık.
Pencerenden içeri yalnızlık süzülüyor.
Rüzgârların küskün,
gözlerin suda boğulmuş bir yıldız gibi.
“Al beni” demiyorum,
ama bir yer aç düşlerine.
Dizlerine değil,
bir kelimene yaslanayım.
Ve hiç anlatılmamış o masalı
bu kez birlikte uyduralım.
Bir güvercin değil belki,
ama bir suskunluk uçur koynundan
sessizliğin tam ortasına.
Kırık aynalara gerek yok artık.
Biz zaten—
kendimize yabancı yüzlerin
arka planıyız.
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 13:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!