Kırık masa
Şu çay bahçesinde kırık bir masa,
İnsanın ömrü gibi egreti tutturulmuş.
Matah bir eşye gibi üstünde cila,
Çay bahçesinde baş köşeye oturtulmuş..
Yıllara meydan okuyan bir hali var gibi,
Sabah güneşten akşam yelden korunmuş.
Konuldugu yer tamda çınar agacının dibi,
Üstünde kaç kişi kaç lisanla konuşmuş..
Hatıralarını bana gammazlar gibisin,
Etrafın insanlarla çer,çöp doluşmuş.
Şu haline aldırma benden çok iyisin,
Sana ayakların bana hayattı yokuş..
Çocukca yılışıklıklara şahit olmuşsun,
Asık suratlı umutsuzlara arkadaş.
Bazen aklı başındakilere ibret olmuş,
Bazen dönülmez ihanetlere sırdaş..
İkimizde faniyiz sen dünyanın malı,
Dünyanın malı olmayanlar üstüne üşüşmüş.
Gece oldugunda üstüne tüneyen martı,
Boşuna direnme; Baksana köşende çürümüş..
Acı duyarmısın üstünde söndürülen sigaradan,
Desene,Buda lafmı? betim,benzim sararmış.
İlk yapıldıgın gibi degilsin bunlar sonradan olmuş.
Bunada şükür et eskiden senin gibiler yanarmış..
Kayıt Tarihi : 26.9.2007 17:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!