Şu hayata...
Ben her sabah şu hasretliğin gurbetinde boğuluyorum.
Herkes dört dörtlük yaşarken, ben hıçkırıklara boğuluyorum.
Adabı kalmamış sevgi denilen illetin,
Nedir bu yaşamak dediğin,meyil eğretin.
Sus pus olmuş adalet adına atılan naralar.
Kimse arayıp sormaz bu aralar,
Yüceltikçe insan, en kör kuyu diplerine düştü.
Ağladığımı gören, inadına gülüştü.
Son baharda dökülen yaprak misali,
Diz bağlarım çözüldü, kalmadı mecali.
Dizlerine vura vura kalmadı darmanı hali,
Sağır sultanlar duydu da duymadı ahali.
Burnu havada gezer oldu bazı insanlar.
Her gün baka durduğum kırık dökük aynalar,
Kimi yâr diye diye ağlar,
Kimi başa karalar bağlar.
İki adım ötede duyulmayan ses,
Hayatın baharındayken kesildi nefes.
Nasıl oldu da kulaklar sağır,
Sözlerin karşılığı ağır.
İstersen saatlerce boşa bağır.
Duyulmaz hıçkırıkların,
Sana dedim ki deymez bu yaptıkların.
Sen ancak derdini o kor kızgın ateşe anlatabilirsin.
Sabahları doğan güneşe dönüp yüzünü,
Sarılarak uyuduğun yastığa fısıldadın mı en içten sözünü?
Kayıt Tarihi : 14.12.2022 23:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rasim Beyan](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/12/14/kirginim-119.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!