Bir yad rüzgâr dağların perçemini okşarken,
Bozkır yanaklarıma iki damla yaş düşer.
Topukları nasırlı sokaklarda koşarken,
Her mola verişimde ömürden bir taş düşer.
Uçurumlar dolarken sırtımdaki heybeye;
Sabrın omuzlarında eriştim her tepeye.
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık