İçimde, bir şeyler kıpırdıyor
Buna bir türlü
Anlam veremiyorum.
Hani pır pır diyorlar ya,
İşte ondan bir şey
Bu kıpırdama,
Acaba nereden? Geliyor.
Elektrik aldım.
Elektrik alamadım.
Muhabbetleri yapılıyor ya,
Galiba, bu da böyle bir şey,
Kıpırdamanın adı, sizce
Ey dostlar ne olabilir?
Hayatın bütün güzellikleri,
Galiba ona bağlı,
Hayatım, güzelim, canım
İfadeleri, onun hüneri olsa gerek,
Sabah kalktığımızda, eğer O
Kıpırdama içimizde yoksa
O zaman, O gün bize zindan oluyor.
Ey gönül, birazda kıprama,
Ama ne mümkün! ....
Kalbim güm güm atıyor.
Merdiven, yokuşta çıkmadım ki,
Neden? Atıyorsun.
Anladım anladım, gayet
Çok iyi anladım.
Bunun adı, kıpırdama,
Bence, bundan hiç ama hiç
Bir zaman, kurtuluş yok
Boşuna uğraşma, Fikret
Sende artık onun, bir esirisin.
24.09.2010
Fikret Gürsoy
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-PROGRAMCI
Kayıt Tarihi : 24.9.2010 04:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevdiklerimize ve sevgililerimize, `Senin aşkınla yanıyor, yanıyorum! ` diye nağmeler yakar, iltifatlar ederiz. Acaba, gerçek aşk nedir, hakiki sevgili kimdir ve hangi meseleyi aşk haline getirip onda pervaneler gibi yanmak gerekir? Aşk nedir? Herkes âşık olabilir mi? Kime, nasıl âşık olmalı? Aşk duygusu niçin verilmiş? Kaç çeşit aşk vardır? Aşk ve meşk üzerine pek çok şeyler söylendi, yazıldı, çizildi. Aşk uğruna garip, enteresan, girift olaylar yaşandı. Aşk tarihi; nice yanık hak aşıklarının ebedi aşkı bulduğunu; nice mecazi aşıkın aşk ateşinde yanıp kül olup sönüp gittiğini yazar. Onu hakiki ve mecazi olmak üzerine iki kısımda mütalaa eder. Yüzlerce tanımı yapılabilen aşk, diğer duygular ve manevi meselelerde olduğu `metre, terazi, litreye` vurulan bir nesne olmadığından tarifi zor. Ancak, `kal/söz` ve `hal/davranış` dilinden `şiddetli bir sevgi`; 1 muhabbetin karesi olduğunu anlıyoruz. Duygu yoğunluğuna göre bir şeye meylederiz. Bu meyil sevgidir. Ve basamak basamak yükselir, şiddet peyda eder, tutku halini alırsa o aşktır. Yani, sevginin kaynama derecesidir. Şöyle de tarif edilmiştir: Meylin iki katı ihtiyaç; ihtiyacın iki katı aşktır. Aşkın iki katı ise incizap; cezbeye (çekim alanına) kapılmaktır.2 Eğer çekim, Hakk` a yönlendirilirse, İlahi aşk olur. Aşk duygusu bize; kulluk yoluyla, mahbubiyete (sevgi makamına) kadar gitmek; 3 bizatihi Mahbub-u Mutlak olan Allah`a ulaşmak için verilmiştir. Aşk, Vedud sıfatıyla da hemhal olmaya vesiledir.4 Esmaü`l-Hüsna`dan olan Vedud; çok şefkatli olan ve çok sevgi beslenen, seven, sevilen demektir. Allah kullarını ve mahlûkatını sever, canlıları da sevgisine mazhar eder. Aşk, `hakiki ve mecazi` olmak üzere iki kısımdır. Hakiki aşk, gerçek aşktır, İlahi aşktır, Allah aşkıdır. Yani, sevilen her şeyi, Allah hesabına sevmektir. Habib, Vedud ve Rahim (şefkat, yardım ve sevgiyi ihtiva eder) tecellilerinde/yansımalarında mertebe kat etmektir. Mecazi aşk ise, Allah sevgisine ulaşma yolunda Onun yarattığı geçici suretlerden birini sevmektir. Dünyaya karşı gösterilen şiddetli arzu da denebilir. Fakat, kimi zaman, bir yere gönderilen çocukların oyuna dalmaları gibi; hakiki aşkı unutup mecazi aşk içinde boğulabiliriz. Ancak, mecazi aşkı, hakiki aşka dönüştürerek kurtulabiliriz.5 Bu hakiki aşka; mecazi aşk, başka gider... Çünkü, mecazi aşkın gözü kör, kulağı sağırdır! Mecazi aşkın zebunu alanlar, aşkına karşılık bekler; göremeyince de düşman olur. Hakiki sevgiye de mecazisinden varabiliriz. Eğer sevgimize istikamet vermez, dengelemez, yerinde kullanmazsak madde, nefs kadın/erkek, para-pul, şan-şöhrete yönelecektir. Oysa dünyaya âşık olup bağlanmak manasızdır; 6 devamlı âşıklarından şikâyet ederler. İşte, mecazi aşıkların yüzde doksan dokuzu sevgilisinden şikayet etmesinin7 sebebi; hakiki aşktan sapmalarıdır. Mecazi aşk ve maşuklar/âşık olunanlar fanidir, eksiktir, geçicidir, devamsızdır; ebedi aşk için yaratılan kalbi tatmin edemezler. Ancak, o hissimizi beka aşkına çevirip sonsuzlaştırabilir8 ve tatmin olabiliriz. Sevginin şiddetlendirilmiş türü olan aşkı; fani, geçici, solan, yok olan sevgililere yönlendirirsek; bize devamlı azap verir, üzüntüye boğar. Veya sevdiğimiz şey; o şiddetli sevginin fiyatına değmediği için, sonsuz bir sevgiliyi aratır. Çünkü sevgi duygumuz da sınırlandırılmamıştır. O zaman mecazi olan aşk, gerçek aşka dönüşür. Mecazi aşk; nefis ve şehvet üzerine bina edilmiş aşk ve Allah sevgisine ulaşmak yolunda Onun yarattığı geçici suretlerden birisini sevmektir. Gerçek aşk ise; gerçek İlahi aşk, Allah aşkıdır. Dünyevi işlerimize, yani, ilme, araştırmaya, okumaya, yazmaya, sanata, çalışmaya ve insanlık ve varlıkların faydasına olacak her şeye olan aşkımızı; aşkı ve âşıkları Yaratan`a yönlendirerek gerçek aşka çevirip sonsuzlaştırabiliriz. KIPIRDAMANIN ADI AŞKTIR.
Ey gönül, birazda kıprama,
Ama ne mümkün! ....
Kalbim güm güm atıyor.
Merdiven, yokuşta çıkmadım ki,
Neden? Atıyorsun.
Anladım anladım, gayet
Çok iyi anladım.
Bunun adı, kıpırdama,
Bence, bundan hiç ama hiç
Bir zaman, kurtuluş yok
Boşuna uğraşma, Fikret
Sende artık onun, bir esirisin.
bunun adı aşk sevgili üstadım şiirinizi beğeniyle okudum böyle bir paylaşımınız için teş ederim saygılar
TÜM YORUMLAR (26)