King hayattır aslında
birileri batarken, diğerleri çıkar
oyun başlangıcında kağıtlar
herkese eşit dağılır.
Sizce de böyle değil mi hayat?
Başlangıç; herkes için aynı
ya sonra?
saniye saniye
damarlarındaki
kanın rengi
uzuvların yapısı
beynin
hücrelerin
moleküllerin
santimine kadar
an be an farklılaşır.
King hayattır aslında
hayatla mücadeledir
kimi doğar;
yağlı, ballı çörekler
şıngırdayan köçekler
sarı sarı altınlar
bilmem nerene yandığımın
steril ama bir o kadar da rezil
özel hastane kokuları
ve binlerce temenniler içinde..
Kimi ise doğar
havlayan köpekler
hazırlanan kötekler içinde
hastane değil
kerhane değil
yokluk ta değil,
adeta bokluk içinde
gece yarıları korkudan
sararmış donlara damlayan
koyu sidik sarıları içinde
paslanmış bidonlardan atlayan
lastik ayakkabıları içinde
uzak dursun der gibi
lanet olsun der gibi
“Nerden çıktım lan? ” gibi..
King hayattır aslında
yeşil çuha serilmiş masaya
savruldukça kağıtlar
dakikalar ilerler
sadece şans değil
sayılmadıysa çıkanlar
pis cezalar dönülmeye
kaderler örülmeye
tabelalar çizilmeye
başlanmıştır artık.
Her şey için çok geçtir;
kurallar koyulmuş,
kanunlar yazılmış
hükmediciler
ve bakanları
yerlerini almıştır
ihalelerin kimlere kalacağı
kimin çıkıp, kimin batacağı
çoktan belirlenmiştir
size sadece oynamak kalır,
oynamıyorsanız da seyretmek
sefaların, cefaların
ve cezaların
nasıl yendiğini
cakaların, ağıtların
ve kağıtların
nasıl atıldığını görmek.
Roller önemli değildir
siz başladığınızda
hayat sizden
hep daha öndedir çünkü
değiştiremezsiniz,
geç kalınmıştır
oyunu bozmak için bile.
Sıfır hatayla oynarken
nur topu gibi bir rıfkı yenmiştir
belki hayatta hiç alamadığınız
almaya cesaret edemediğiniz
devasa kupaların
ve belki de kızların hepsi
dolu dolu kucağınızdadır
dingin ve telaşsız.
King mutluluktur kardeş,
King, zikinin keyfiyle kalmayıp
zikinin dikine dikine gitmektir,
bazen hayatı sorgulamak
bazense hayata
ziktir çekmektir.
Ağzının suları aka aka
dostuna küfretmektir,
“Rıfkı” dendiğinde
elindeki tek kupa asını gösterip
rakibini göt etmektir
“Hesap” dendiğinde
cebindeki kuponu uzatıp
tutacağını beyan etmektir
tutmasa da umudundadır
koy götüne rahman gitsin tadındadır.
King boktan gelen ele iç çekmek
senin düşünüp te
başkalarının aldıklarına,
oyunda gelen ele
hayatta gelinen yerlere
deri koltuklu götlere
lanet etmektir.
King fındıkla,
King leblebiyle bira içmek,
içmek, sadece içmektir
sonra da en temizinden
kekikli bir kokoreç yemektir.
King çaydır, çayda çıradır,
son elde bir koza çıkınca
rakibine göbek atmaktır
King oynanası oyundur kardeş
Trakya’da salaş bir meyhanenin
duvarındaki eğreti yazılmış
sihirli o cümledir;
“alkol işini engelliyorsa, işini bırak” tır
zevktir, ihtiyaçtır kardeş..
Hayatta bir çok ceza alır insan,
ama en çok yakınlarının verdiği ceza
koyar adama değil mi?
sittin sene unutulmaz
kazık çakılmıştır beyne çünkü
o kazığı çakan ve çaktıranlar
yıllar sonra
çıkarmaya çalışsa da
kazık çıkar ama izi kalır
izi değil aslında
tatlı muhallebiyle yenen
acılı muhabbeti kalır
tek ilacı; zamanın geçmesi değil,
kingteki gibi koz almaktır
koz mutluluktur, koz keyiftir,
koz neşedir, hatta yeşildir koz,
bazen roka, bazense rakıdır
çiçektir, daldaki böcektir,
onları keşfetmek, varlığını hissetmektir
öylesine dokunmak
öğrenircesine seyretmektir koz
güçlüyü güçsüzden
büyüğü küçükten ayırmaktır.
Koz, elinde hala büyüklerin olmasıdır hatta
anneyi, babayı
ağabeyi, ablayı
kaybetmemişsen
onlara durup dururken
gözlerin dolu dolu
çok şey söyleyecekken
hiçbir şey söylemeden
ama sımsıkı
ama acıtırcasına
sarılmaktır koz
sonra bir şey söylemeden
negatif bile olsalar
sadece artılarını alarak
devam etmektir yola
devam etmektir kinge
ve hayata.
King hayattır aslında
hayatın ta kendisidir
birilerinin battığını
diğerlerininse çıktığını
görürken
ya üzülmek
ya zevk almak
ya yardım etmek
yada kaçmaktır her şeyden
ya mertçe “hayır” demektir
yada “evet”..
ortası yoktur
olmamalıdır da.
King en güzel cumayı görmeden önce
perşembeyi hissetmenin mutluluğudur.
Nâzım ustanın memlekete hasret kalması gibi
Zübeyde Hanım Öğretmenevinin bahçesine
yazın geldiğini hayal etmektir.
Cemal Süreyya’nın Hatay Restaurant’ta içtiği rakı
kallavi ezine peyniriyle, favadır
gecelere inat, Bakırköy Gri Cafe’de kahvaltıdır
Perşembe gelememe kırgınlığının nisyanı
Ahmet Kaya’nın ezilenlere isyanıdır.
Efkan Şeşen’den “dokuz altı yollarında”yı dinleyip
Grup Yorum türküleri söylemek
inadına inadına çalışmak
saatleri ve hayatı azar azar tüketmektir.
King bazen Yiğit Özgür’ün
karikatüründeki başrol oyuncusu
Bazen İhsan Oktay Anar’ın
Puslu Kıtalar Atlası’ndaki
Uzun İhsan Efendisi
Bazen de Oğuz Atay’ın tutunamayanıdır.
Sezen Aksu’yla kuzguncuk’ta oturup,
boğaza, yarim gibi ışıltılı köprüye
ve İstanbul’a karşı rakı içerken
Can Yücel’i yad etmektir.
King, Ömer Hayyam’a hasrettir aslında
Onunla aynı karede
king oynamayı hayal etmek
yaşasaydı hangi cezada çuvallardı’yı
düşünmektir
Ömer Hayyam’a
Neyzen Tevfik’e
Charles Bukowski’ye
Can Babaya,
Kâzım Koyuncu’ya
hasret kalmaktır.
Biraz matematiğe, biraz uzaya,
insan da olsa bilinmeyeni X yapmaya
kötü de olsa bunun adını koymamaya
güzele güzel olduğu için bakmaya
sadece gülüp, geçmeye,
hatta eğlenmeye
biraz dosta, biraz muhabbete,
hatta muhalefete
biraz da şaraba
kısaca hayata dostum
kısaca hayata
tatlı bir mola vermektir
nefes almaktır
yada hayattır işte
yavşakça da geçse
kahramanca da
arsızca da geçse
umarsızca da
hayatın bir dönemine
“ben de varım ulan” yada
hayatın bir döneminde
“ben de vardım ulan”
demektir
ama onurluca.
King aslında
hayata meydan okumak değil
hayata manyel vermektir.
Kayıt Tarihi : 30.5.2011 14:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
2011’Mayıs, İst.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!