Kınalı Türküler Şiiri - İlhami Bulut

İlhami Bulut
419

ŞİİR


19

TAKİPÇİ

Kınalı Türküler

Kınalı türküler söyler biz bize;
Dağ üstüne, dağı koyar giderdik.
Yarım ekmek düşer her birimize;
Acı bir soğana, dolar giderdik.

Ağır bir aydınlık düşerken aya;
Kabarmış ayranı, çeker kafaya
Gah eşek sırtında; çoğu kez yaya,
Dere kenarına düşer giderdik

Anamız bakardı kendi işine,
Babamız düşerdi öküz peşine
Tatlı canlarını takıp dişine
Yarı aç, yarı tok; geçer giderdik.

Yavuklumuz oldu, aşk düştü başa;
Kalbimizden gizler, bakardık boşa;
El ele tutuşmak; tövbe ki, haşa...
Göz göze gelince; ölür giderdik...

İlhami Bulut
Kayıt Tarihi : 11.11.2023 13:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İlhami Bulut
    İlhami Bulut

    Harika yüreğiniz varolsun. Ne güzel gençlerdik biz sözce değil gözce bilirdik, bir nazarda yüzümüz yanar al al olurduk kalbimizde ki batari şaşkın ötelerdi göğüs kafesimizi raksettirirdi ritmi bozulurdu kalbin, elif gibi dik durmak varken gözümüz ayak uçlarımiza değerdi kanadını takardık ayaklarımızın sobelenmemek için şarkılardan fal tutardık sigaranın dumanından ip atar gökyüzü salincağında sallardık hayâllerimizi masumduk ...saygimla..Memduha İnceer

    *

    Şiirin ilk üç kıtası Geçmişteki anıları ne güzelde anlatmış. Dördüncü kıta ise ter temiz duyguları o dönemin sevdasını aşkın. Doğrusu çok önemli bir konu çok güzel bir şekilde anlatılmış. Okuycu şairlerin ilhamını kabartacak kadar. Söz üstüne sözde kalmıyabilir, Bu güzel şiir genişletilip bir kitapta olabilr. Edebiyatı paylaşmayı seven İlhami hocamızın gönlü hoş. Kendisine teşekürlerimizi saygı sevgi ve selamlarımızı iletiyoruz...Duyguların Şairi Ömer Tural..


    *
    Düğün mü dernek mi bilemedim yâr
    Yaktığın kınanın izi kalmadı
    Nerede şimdi eski mutluluklar
    Esamesi yoktur, tozu kalmadı.

    Derelerden içilirdi mis sular
    Kırlardan gelirdi esans kokular
    Keklik misaliydi sekilen yollar
    Mevsimin baharı, güzü kalmadı.

    Meraklı teyzede sorguydu sözler,
    Çesmenin başını tarardı gözler
    Artık sorma kilit paslamış gizler
    Şimdide sadakat özü kalmadı

    Katık baklavaydı, ekmeği börek
    Sevgi sofrasında başka ne gerek
    Mutmain olurduk biz şükrederek
    Şimdi bereketin azı kalmadı

    Tükendi kelamlar gelmez selamlar
    Yürekte olanı yürekler anlar
    Ne kadar coşkuluyduk bir zamanlar
    Aşığın çekecek nazı kalmadı

    Açılır avuçlar yükselir ahı
    Bitmez m'ola şu gönlümün günahı
    Kaynadı geceler doğmaz sabahı
    Artık canın bir niyazı kalmadı....Mediha Armağan Biyik


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)