KINALI KOÇUM
Nasıl methedeyim, bilmem ki seni
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Özümden bağladın, kendine beni
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…
Gece/gündüz; dağda, taşta ovada
Yaşam zordur; hem karada, havada
Şırnak’ta, Cizre’de; Yüksekova’da
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…
Kâlû Belâ da ki, sözünde dur da
Ayağa kalkmasın, Kandil’i vur da
Çukurca, Nusaybin; Şemdinli, Sur’da
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…
Çanakkale rûhu; olmalı ruhta
Hiç kimlik kalır mı, ruhsuz güruhta?
Tunceli, Hakkâri; Kulp’ta, Eruh’ta
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…
Ne yalıda, ne yatlarda otoda
Gözü yoktur, piyangoda, totoda
Dargeçit’te, Kulp’ta; Lice, Varto’da
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…
Şifa değil, zehir saklı hapında
Korku yoktur, ne tankında, topunda
Cerablus, İdlip’te; El Bab kampında
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…
Sanma ki bu sözler, sadece dilde
Vatansever gençler, seksen bir ilde
Afrin’de, Sincar’da ve de Kandil’de
Askerim, Mehmet’im; kınalı kuzum,
Toprağı suluyor, o kutsal kanın…!!!
18/07/’18
Hanifi KARA
Kayıt Tarihi : 18.7.2018 09:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!