Kimsiniz Siz Şiiri - Mehmet Ali Seyyidoğlu

Mehmet Ali Seyyidoğlu
61

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Kimsiniz Siz

Yüzünüzde onlarca,
Hatta yüzlerce insanın cesedini taşımak nasıl bir şey,
Nasıl kokuyor teniniz,
Her geçen yıl biraz daha çürük bir koku alıyor musunuz siz de kendinizden,
Şakaklarınızdaki kırlar,
Çocukken piknik yaptıklarınızdan çok farklı değil mi?

Kaç kişinin bıraktığı izle oluştu gözlerinizdeki derin bakışlar,
Ruhunuzdaki uçurumu kapatmak için kaç kişiyi harcadınız,
Ya da kimler besledi o uçurumu da, sizi dahi aşarak böylesine büyüdü?

İçinizdeki bataklık sizi de rahatsız etmiyor mu,
Bu ağır – bu pis koku,
Bir zamanlar kendinize çok yakın hissettiklerinizin resimlerine bakmak canınızı yakmıyor mu sizin de,
Hayır, bahsettiğim şey, kişiye duyulan bir özlemden çok,
O kişiyle aşk yaşayan sizden,
Evet, tam anlamıyla sizden bahsediyorum,
O halinizi anımsayın,
On yıl önceki ya da bırakın on yılı, altı ay önceki siz daha berrak – samimi – daha içten değil miydi?

Kabul edin kirlendiniz, kirleniyorsunuz,
Artık kaybetmekten korkmuyorsunuz,
Kaybetmek hayatın rutin bir parçası gibi geliyor size,
Uyumak – uyanmak – yemek yemek – yüz yıkamak gibi,
Bunlar nasıl yaşamın mecburi istikametleriyse,
Kaybetmek de bundan farksız artık sizin için;
Allah aşkına, hala mı anlamadınız;
Kaybettiğiniz – vazgeçtiğiniz her insan sizsiniz,
Gözden çıkardığınız herkes bir başka yanınızın taşıyıcısı,
Ve siz, kendiniz kan kaybediyorsunuz – ruhunuzu kaybediyorsunuz,

Ruhundaki çöplükte maden arayan bir insandan tavsiye aldığınızı düşünüyorsunuz,
Evet, belki öyle ama en azından siz kurtulun istiyorum,
Bedenim o kadar büyük olsun ki sadece ben yaşayayım o çöplükte;
Bir Âdemoğlu ya da Havva kızı olarak en azından siz kurtulun istiyorum…

Kimsiniz siz,
Taşıdığınız kimlik yeterli mi kendinizi tanımanız için,
Kaç cinayetin zanlısı – kaçının maktulüsünüz,
Hangi şehirde başladı hikâyeniz,
Hangi rüzgârın hoyrat nefesi üşüttü ruhunuzu,
Hala, annenizden doğduğunuz ki kadar arı hissediyor musunuz kendinizi?

En güzel kokularınızı sürünün siz,
En masum halinizi takın yüzünüze,
İlk öğrendiğiniz kelimeler ve onları kullanma sebebinizi anımsayın,
Unuttuğunuz güzellikleri çağırın gittiği yerden,
Çocukken gül aşırdığınız bahçeyi hatırlayın,
Hatırlayın bunları ve daha fazlasını,
Hatırlayın ki o güllerin ruhunuza sinen kokusu geri gelip tekrar kucaklasın sizi,
Her şeye rağmen, kendinizi kurtarabileceğinize dair ufacık bir inanç varsa eğer içinizde;
Durmayın, kaybettiğiniz her dakika ömrünüzdendir…

Yüzünüz hareli ışıklardan geçti,
Yüzlerce yıl eskittiniz özel bir zaman biriminde,
İnandığınız çoğu şeyi kaybettiniz,
Aynadaki aksinizle konuşmak o kadar da kötü bir şey değil merak etmeyin henüz delirmediniz,
Ama o kadar değiştirdi ki sizi hayat ve öylesine teşneydiniz ki bu değişim anlarında,
Şimdi gördüğünüz, konuştuğunuz bu adam – bu kadın siz değilsiniz,
Ara duraklarda inme şansınız varken neden devam ettiniz ki,
Dizginlenmez tutkunuz yetiyor mu şimdi içinizdeki parçalanmış sizi bir araya getirip yapıştırmaya?

22 Ocak 2010 / 15:01
Ankara / Bahçelievler

Mehmet Ali Seyyidoğlu
Kayıt Tarihi : 20.12.2011 21:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Ali Seyyidoğlu