Yeşildi dünyam, Maviydi... Bir de kahverengiydi.
.....
Beni bir ürkek ceylanlar tanırdı, bir de çingene serçeler...
Yalnız kuşların sesi gelirken kulağıma bir de kavak yapraklarının...
Sen;
Durgunluğuma düştün...
Ve büyüdün içimde büyüdüün, büyüdün;
Sudaki halkalar gibi.
Yeşildi dünyam,
Maviydi...
Bir de kahverengiydi; sen, bana düştüğünde! ..
Bakışların, kendi ortasından büyüyen sıcak halkalar gibi iç içe yayıldı içimde...
.....
Hoşgeldin, dedim.
Hoşgeldin sıcağım...
Hoşgeldin salıncağım!
.....
Ve savruldu başım uzuun bir iple dalına bağlanmış gibi..
Savruldum;
Sendeen sana doğru!
Beni, sadece ürkek ceylanlar tanırken bir de çingene serçeler...
Ve ben, yalnız kuşlarla kavak yapraklarının sesini tanırken...
Sen;
Durgunluğuma düştün...
Ve büyüdün içimde büyüdüün, büyüdün;
Sudaki halkalar gibi.
.....
Sen;
Sessizliğime düştün...
Sen;
Kimsesizliğime düştün...
Belki de onun için böyle büyüdün içimde;
Sudaki halkalar gibi!
Kayıt Tarihi : 30.3.2002 14:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
dilinize sağlık
din gibi
ay düşer
yüzeyine
ab-yar;bereketlendiren sulayan
hani martılar kıyıya dogru
kendi çemberinde
kanatlarını vururlar semaya dogru
dalgalarda kıyaya
öyle bir şey..
yüreğim sen dinle
satır aralarında yakamozlanan
kanın sesini
sımsıcak...
teşekkürler ve tebrikler sevgili Muammer Erkul.
din gibi
ay düşer
yüzeyine
ab-yar;bereketlendiren sulayan
hani martılar kıyıya dogru
kendi çemberinde
kanatlarını vururlar semaya dogru
dalgalarda kıyaya
öyle bir şey..
yüreğim sen dinle
satır aralarında yakamozlanan
kanın sesini
sımsıcak...
teşekkürler ve tebrikler sevgili Muammer Erkul.
TÜM YORUMLAR (6)