Kimsesizler Taburu
Ben Hamza Yusuf, şair
Bilinmeze kucak kaçan genç bir efendizade
Evimden dışarı adım atsam, adım adım seyretsem şehri İstanbul'u, yerim bellidir benim.
Bu kadim şehrin göz yaşartan anıları vardır belleğimde.
Mahallelerde yürüyen delikanlıların gözleri gözlerimde
Onların dertleri, bam tellerine dokunan acılarının izlerini taşırım ellerimde
En önde yürüyorlar kimsesizler taburu. Onların apoletleri ölümün rengini almış
Postallarından kardeşlerinin kanı damlıyor
Yüreklerinin şahlanışına şahit oluyor semtimin yeni yetme bebekleri
Kulaktan kulağa yayılıyor onların hikayeleri
İntihara kuçak açan zavallıları bile hayata döndürmeye yetiyorlar
Yarılıyor yer, gök kubbe üzerimize düşerken yumruklarıyla tutuyorlar onlar
Parçalanmış dizlerine rağmen koşmaya çabalıyorlar.
En acı veren şey ise evleri... Sıvası dökülen evlerinde yaşarken bütün vatanı gönüllerine sığdırıyorlar onlar
Fani hayat kör zincirler ile dövmüş onları
Sırtlarında gerçeklerin yaraları var ama sökmüyor o yaralar gözlerine... Gözlerindeki merhamete sökmüyor gerçekler
Ey gönlü güzel asker ağabeyler
Yeni yetme bir şairin körpe kaleminden sizin anınıza yazılıyor bu şiir
Varlığınızla şenleniyor haneler, hanelerde sizin adınıza okunuyor dualar
O dualar ki, kahramanlığınıza armağan ediliyor
Ben Hamza Yusuf, vatansever bir delikanlı
Boynumun borcudur büyüğümü bilmek.
Hamza Yusuf Olgun
Kayıt Tarihi : 4.9.2025 12:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!