Şehrin uçlarında, kuş uçmaz kervan geçmez
Bir kimsesizler mezarlığı var, adı gibi kimsesiz
Bir ot bile gövermemiş, sağında solunda
Yolcu da yok ki bir dua okusun, sevindirsin
Ömür törpüsü yaşamlar yatar bu mezarlarda
Ne çığlıkları duyulur, ne bir çıtırtı, gayet sessiz
Kim bilir daha rahat yaşadıkları hallerinden
Ara sıra bir köpek uluması bozar sessizliği
Bir de bazen karınca öbekleri, bok böcekleri
Alınmazlar, bilirler kimsesizliklerini, yokluğu
Birde arada ölüme terk edilmiş eşekler bırakılır
O zaman mutlanırlar, paylaştıkları var aynı kaderi
Her birisinin benzer hikayesi var, değişen kelimeler
Dün bir cenaze daha geldi, önde imam üç insan
Hepsi doğruldu yerlerinden heyecanlı, merakla
Kısa duası okundu, sonra kapattılar mezarını
Misafire hoş geldin için toplandı kimsesizler sakinleri
Dirilerden sordular, ne haldeler, nasıl durumları
Konuşmadı yeni gelen, sadece süzdü tek tek göz ucuyla
Bir mana okudu bir ölü, siz kendi yalnızlığınıza bakın
Misafir gitti yattı, zebanilerin gelmesini bekledi
Nasıl olsa günahkar, defteri kabarık biliyor yeri cehennem
Yaşarken ne farkı vardı ki burada ne olsun, belli
Akşam köpekler uludu, karıncalar hücum etti,
Bir yaşlı, uyuz eşek daha getirdiler akşam vakti
Eşeği de selamladı kimsesizler, kendileri gibi
Bir çığlık koptu neden sonra, kadın avaz avaz
Olurdu bazen, kimsesiz kadınlara burada tecavüz ederlerdi
Yine bir kimsesiz kadının kanına girdiler belli ki
Her yer kimsesiz, her taraf yalnızlıklar dolusu
Bitirdiler adamlar işlerini, sadece sessiz bir ağıt sesi
Bugün çok hareketli geçti, kimsesizler mahallesi
Kadın ayağa kalktı kalan mecali kadar
Yürüyecek gibi oldu, zorlansa da yığıldı yere
Bir misafir daha geldi kimsesizler Kabiristanına
Sonra anladılar kadın kimsesiz değilmiş
Gelirken, karnında bir de çocuk getirmiş.
Ankara / 26.02.2012
Ali BektaşKayıt Tarihi : 23.8.2013 22:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!