Eski ve soğuk yalnızlıkların; ıslak ve kırılgan yazılara dönüştüğünü anladım. Üç beş kelime ezberlemekle herşey bitiyor artık zulme karşı direnmekte. Ve tuhaftır; geride kalan acıların bir daha yaşanmaması için girişilen kavgada, ezilenlerin saflarında haykıran bir keklik idim; ezilenlerin gözü önünde ezilenler tarafından vuruldum!
Sevgili!
Günler karalanıp suç olurken üstüme, inatla bekledim sabahı aydınlıklar için. Kimi korkulu gecelerde; açık kalan penceremi usulca kapatıp hapsettim yüreğimi odama. Devrimci şarkılarla, halk türküleriyle ve hüriyet şiirleriyle anıyorum seni. O umutlu bakışlarının resmini çiziyorum…
Aylardan nisan… Ve 1 mayıs a doğru koşar adım gidiyoruz. Bu mevsimde yine hava soğuk, aldatıcı. Dışarı çıkarken birde palto bulunmalı yanında. Yatarken uzun pijamalar giyinmeli. Durulmamalı öyle uzun uzun gölgelerin altında. Sende durma sevgili! Sende giy her akşam yatmadan önce yeşil pijamalarını. Çıkarken dışarılara ve o çocuğun yanına giderken bile unutma paltonu giyinmeyi. baharların ilki aldatır adamı. kapılardan, bacalardan baktırır hiç acımadan...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman