Her yüz bir kıyı,
Maske ise sonsuz bir gelgit
Çünkü çıplak yüz üşür kalabalıkta,
Her biri bir perdedir, gözleri dikişli
Duygular kaçkın, maskeler dikenli
Oysa içindeki çığlık,
Taş duvarlara yazılmıştır görünmez harflerle
Bir göz kırpar bazen duvar;
“Gerçek misin?” der içindeki ses
Ama maskeler susar, konuşmaz.
Elinde çamura bulanmış bir ayna
Baksa da göremez,
Kimse orada değildir… Yalnızca bir göz
Ve o gözün çevresi,
Kırık anlamlarla örülmüş duvarlara benzer.
Bir gölge eğilir sessizce omzuna:
Belki sen, belki ben, belki o
Üstü çatlak harflerle örülmüş,
Yüzü yoktur — sadece bir iz
Bir vitrin camında izler kendini, yabancı
Labirentler çizmiştir aynasız sokaklara
Kendine varmasın diye hiçbir yol
Çünkü gerçek, en keskin bıçaktır
Ve içeri bakanlar
Hep aynı şeyi görsün ister o vitrin:
“Başarılı.” “Güçlü.” “Soğukkanlı.”
Oysa hepsi — maskenin sahne unvanlarıdır.
Maske öyle bir yapışır ki tenine,
Çıkarırken canın acır
Çünkü içi dumanla dolu, kıvrımlı bir mağaradır artık.
Ve o gelir:
Elinde bir gül, dilinde bir söz
Ama gül de yapaydır
Ve sözcükleri ödünç alınmıştır sahnelerden
Sözcükleri altınla kaplıdır, dokunuşu ipek
Ama kalbindeki boşluğu
Kadife sessizlikle gizler hep
O kim olduğunu değil,
Kim gibi göründüğünü sever
Ve biz…
Gördüğümüze inanırız.
Kayıt Tarihi : 18.10.2025 03:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!