Ülkeme bir türlü başkan bulunmaz
Allah sonumuzu hayır getirsin
Baştaki başkanı yerinde koymaz
Allah sonumuzu hayır getirsin
Vatanın etrafı düşman kaynarken
Ülkemi terörist kan ağlatırken
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kutlarım sizi yurtsever dostum.YUVASIZ KUŞ
TEŞEKKÜR EDERİM YURTSEVER DOSTUM.yuvasız kuş
bu dünyada huri bulamayan öbür dünyada nasıl bulsun,öbür dünyayı bilen yokki hepsi rivayet çok etkili ve dokunaklı bir şiir devlet yekililerin mutlaka okuması lazım kutlarım ismail bey...10
========================================
** YANITLANAN MESAJ ********************
========================================
Gönderen: İsmail Kızılay
Alan: (grup üzerinden) Ömer Gündoğan 4
Tarih: 18.05.2016 21:19:00
Konu: [prenses-grubu] şiir
---
BEDDUA
Bugün kafam çok bozuk,
Dünyanın gelmişine geçmişine,
Ana avrat düz gidiyorum!
İcra kağıdı kapıda,
Buruşuk yüzlü altındiş Raziye’de,
Bir gülme bir gülme,
Oh olsun diyor!
Cebe baktım para yok,
Tüp bitmiş,
Borç istedim ofsayıt Davut’tan,
Dedi vallahi yok!
Bugün aybaşı,
Geçen aydan beri iple çekmişim,
Hesap kitap,
Alacağım para çoktan ele geçmeden bitmiş,
Oysa bu akşam için,
Biraz beyaz peynir,
Yoğurt,
Karafaki rakı,
Felekten bir gece hayal etmiştim,
Hayallerimi kurşuna dizenin gözü kör olsun!
Televizyonu açtım,
Çalışma nazırı çıkmış,
Herkesin aşı var,
Ekmeği var,
Herkes mutlu mutlu sokaklarda geziyor der!
Gel de çileden çıkma!
Yırtık büyük,
Yama küçük,
Elde üç beş kuruş,
Bozdur bozdur harca,
Ben bu devranın,
Gelmişini geçmişini nasıl sinemaya götürmeyeyim?
Mesleğimiz,
Memuriyetten tekavütlük!
Para garanti kim sorarsa,
Ama ne gezer,
Meğer para benden çok,
Bakkala,kasaba, vs, tüm esnafa lazımmış!
Dedem on beş sene askerlik yapmış,
Babaannem dedemi beklerken,
Gele gele bir künye yırtık çaraplar gelmiş!
Devleti Osmaniye,
Şehri Kostantiniye,
Hanlar hanı haşmetli padişah,
Allah senin belanı versin,
Vere vere fakirlik verdin,
Babaannem ilenmesinde kim ilensin?
Bayram seyran,
Torun torbadan kaç,
Üç beş eş dosta,
Kahvehanede çay söylemek yok,
Hesap şişmiş,
Adımız beleşçiye çıkmış,
Hani diyorum,
Bu devlet bize,
Para vermek yerine,
Bir lokanta,
Bir bakkal,
Bir kahvehane gösterse,
Maaş falanda vermese,
Ben çoktan razıyım,
Neyse bu dünyada çeken,
Öbür dünyada çekmezmiş,
Eh gayri hurilerin hası bize düşer değil mi?
Yalandan kim ölmüş?
YUVASIZ KUŞ
İsmail Kızılay/Altınoluk
18.05.2016
Yaşamakta olduğumuz gerilimleri, olumsuzlukları, haksızlıkları şiir diliyle ne güzel dizelere aktarmış Ömer kardeşim. Ahh bir de olayın muhatapları okusa diyeceğim ama. Kim pireli yorganı üzerine gelir ki?..
Kutlarım şiiri ve şairi içtenlikle... Nicelerine...
Kalemin daim olsun üstadım, tebrikler nicelerine...
Mükemmel bir şiir olmuş, okumaktan büyük bir haz aldım. İlhamınız bol kaleminiz daim olsun.nice şiirlere
Vatanın etrafı düşman kaynarken
Ülkemi terörist kan ağlatırken
Şehitler art arda hergün gelirken
Başkanı harcamak kimlere yarar
demek ki birilerine yarıyor... önemli uyarı... duyarlı şiir, tebrikler
Şairimiz; çok güzel bir uyarı şiiriyle bizlerle.Bu şiirde göremediğimiz hüzün, gözyaşı veya sevindirici anklatımlar vardır. seve seve okudum. ++ kutluyorum selam size.
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta