Güneşe sitemin olmasın yanan yüreğini terletiyor diye
Harlı ateşe buz katma sönen ateş değil buza yazık olur
Kopar hece, hece damlasında buhar olur kalırsın onsuzluğa
Günlerin ayaz olur saflık kaybolur
Köz olur alevlenir içinde küllerden doğar güneşinle ateşin...
Hep, yeni damlalar ararsın yağmurlu sokaklarda
İncinir yüreğin senden uzak diyarlara damlıyor
Ruhunu kurak çöllere bırakıyor üzgün bakışların süzülüyor gözpınarları
Koymuyor kimseleri damlalarına yağmuruna konduramıyor çisesini
Kim bilir bellidir sonundaki incinmelerin ayak izleri
Kuru bir yeri kalmıyor gözlerini sildiğin kâğıt peçetenin
Susmayı özlüyor dilim, dilim isyan param parça
Haykırışlar bütünleşmekten korkar gibi
Anlatabiliyor muyum yüreğindeki sevdayı
Yoksa ben kendimi mi anlatıyorum kıta, kıta mısra cümle satırlarına...
içimde infilak saati!
yasak baktın nikotin sıcaklığıma,
bir sigara daha yaklaşıyor bahar...
ellerin yanında değil,
gemiler kalkıyor avuçlarından