hüznünü savurmaya çalışıyorum denizim..
bulutlarını dağıtmaya..
çünkü senin yüreğin güneş
aydınlatmalı etrafı
ışıl ışıl
ve sımsıcak
gör ki; ne bekleyenler var..
bir toz bulutuna esir edemem seni
elma yanak yüzünü balçıkla örttüremem
sen doğmalısın her sabah
her kuşluk vakti vurmalısın pencerelere
duygu dolu yüreklere dolmalısın
senin ateşin ısıtacak üşüyen elleri
senin alevin yakacak ayaz yanığı yüzleri
ve sen saracaksın yalnızlıktan titreyen tenleri
unutma...beklenen sensin, özlenen sen
uzak durma
esirgeme yüreğini kimseden
çünkü sen denizsin
deniz kadar derin
deniz kadar sonsuz sevgin
ancak senin avuttuğun çocuklar uyur
senin emzirdiğin bebekler büyür
senin dokunduğun çiçekler açar ancak
elinde tuttuğun güller kokusunu yayar
gökte güneş
yerde denizsin sen…
mutsuzluğun nemi dahi üzerine değsin istemem
derken sen
gözlerim, biriktirdiğin yağmur bulutlarından
habersiz
alev saçardı aşkından.
dünyamı karanlıklara bırakıp gittiğinde ise
düşündüm
benim sevdiğim kimdi?
bir zalimi mi sevmiştim bilmeden.
kimdin, hangi sen gerçekti?
sen, gerçek miydin?
Bilemedim.
oysaki, ben bendim.
kendi acımasızlığına bile olsa
teslim etmek seni
istemem
Soruyorum yeniden
Ya sen?
Kayıt Tarihi : 2.8.2010 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!