'Bin cefalar etsen almam üstüme, gayet şirin geldi dillerin dostum...'
Pir Sultan Abdal
“Beş sente muhtaç ülkede,Beş kişiydik Beş parasız…”
….…..
Bir gün uzattığımda ürkek elimi
O nasırlı ve topaç eline
“Arkadaşım” demiştin,
Bundan sonra birlikteyiz
Hafiften dökülmüştü önden saçların
Dudaklarında donardı tebessümlerin
Hiç çatılmadı dosta değen kaşların
…
Anılar yaprak yaprak olur
Hazan misali
Her sayfası kazılı yüreğimde
Çeviririm birer birer titreyen ellerimle
Bazen dudağımda gülümseme
Bazen gözlerimde nemle…
…
Yaşam ağır ve garipti bizler için
Kopup gelmiştik Anadolu’nun bağrından
Dostluk bir okyanustu bizler acemi birer balıkçı
Hayatı oltayla kalkardık avlamaya
Ve hep beklerdik oltamıza takılsın bir deniz kızı
Oysa hep gam takılırdı
Hep sefalet
Ve hüzün…
…Bir türlü şen şakrak çalmazdı
Rıza’nın radyosu
Hep hüzünlü Rumeli havalarına takılırdı
Favorisi “Sürüverin cezveler kaynasın” dı
Derslerde kurcalamasa
O uğursuz radyoyu belki o da bitirirdi okulu
Duyduk ki bir gün hazırlamış asker bavulunu
Çalarmış “Gel Teskere” türküsünü
…
En cok Soner yaktı içimizi
“Arda boylarını” söylerken dalan çukur gözleri
Belli ki bir ceylan avlardı
Şavşat Dağlarında
Bir gün götürdüler apar topar
Suçu sabit bulunmuş
Yargılanmış idamla
Kaç yıl yattı hatırlar mısın?
Sonra geri verilmiş hakları
Ya kim verecek?
Boşu boşu geçen o güzelim yılları
Düşlerine girmeden solan gelincikleri…
…
Turan hocam, soyadı gibiydi
Yakışıklı ve beyefendi
Hepimizin ağbisi
Onu da bir gün yaraladı
Hain trafik kazası
Ama şükür ucuz yırttı bir dalak diyeti varmış
Verdi kurtuldu…
…
Adına denklem demiştim
Severdin filozofça sözleri
Senin yüzünden yırtmıştım onlarca şiirimi
Oysa taşırdı masum bir sevdanın en temiz izlerini
…
İçinizde en duygusalı bendim
Bazen sığmazdım kabıma afacan bir çocuk misali
Bazen asiydim yüce dağlar gibi
Bir gece yarısı
Çay sevdasına yaktın sol yüzümü
Sevgili dostum Gülabi..!
Kalmadı belki yanıkların eseri
Çok derinlere gömüldü ama sevdanın izleri
…
Dost,
Can olup bulabildik mi cananı
Unuttum sanma sakın Veysel ile bizim oğlanı
…
Halil’im aldığında eline sazını
Hep ben başlatırdım yanık havaları
Efkarlı türküler söylerdik hep birlikte
Gülerdi yüzümüz boş olsa da cebimiz
Gönlümüzde sevgi harçlığımızdı umudumuz
…
Hiç unutulur mu o günlerimiz
Demirci de geçen iki yılımız
Neler yaşandı, ne çileler çekildi
Nice umutlar yeşerdi, ne sevdalar tükendi
…
Beş kişilik ordu da
Çıka çıka çıkmıştı
Bir birinci parası
Ekmek mi tütün mü derken
Tütünde kılıp kararı
Karşı mahalleden duyulurken karnımızın gurultusu
Sevdaya duman dumandı
Cigaranın kokusu…
…
…
Şimdi beş parasız değiliz hiç birimiz
Ama beş kişilik ordunun her neferi
Kendi umuduna kulaç atmakta
Okyanustayız yine
Ama acemi balıkçı değiliz artık
Deniz kızı düşlerimizden çıkalı çok oldu
Sallarız oltamızı hep umutla…
Ucunda neler var..
Kim bilir…!
-Okul arkadaşım, Can Dostum Gülabi Deniz' ithafımdır-
Umut GülKayıt Tarihi : 8.6.2006 12:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ama beş kişilik ordunun her neferi
Kendi umuduna kulaç atmakta
Okyanustayız yine
Ama acemi balıkçı değiliz artık
Deniz kızı düşlerimizden çıkalı çok oldu
Sallarız oltamızı hep umutla…
Ucunda neler var..
Kim bilir…!
düşünmek lazım böylesine dostluklar kaldımı diye ama kaldı abi...bizler var oldukça da olacak bizlerin yüreğinde yaşayan hep gerçek dostluklar olacak...
yazacağım..
içinde mutluluklar,umutlar
olacak..
içine birazda ege rüzgarı koyacağım
Ormancını türküsü..
Çökertme'den biraz
Karadağların sandalı..
içinde türküler olacak.
He hey Muğla türkülerim benim..
birde Tolga Çandar söyleyecek
değmeyin keyfime...
..........
...............
sevgili Umut Hocam türkülerle şiiri o kadar bütünleştirmişsinizki,bende size küçük bir şiirimi gönderiyorum...yüreğinize ve kaleminize sağlık...sevginaz inal
TÜM YORUMLAR (20)