Yüreğimin dehlizinde kaybolurum
Bölüşülmüş kutsal ekmek
Halil İbrahim sofrasında
Uyuyakaldım gönlümün inzivasında
Ninnilerle uyandır beni
Cevherimden bahsetme
biliyorum
Kırık bir testi misali dağılmışım ben
Çarmıhtaki iniltimi duymasın
Meryem ana
Kanıyor parmaklarım
Manastıra kapanan bir aziz gibi
Kimse bilmesin
Kabil’in ölümü neden icad ettiğini
Habil’in neden kurban seçildiğini
Buğday tanesi
İncir Ağacı
Peki, suçlu kim?
Yasak meyvemi?
Tur dağına döndü yönümüz
Eller açıldı nidaya
Asa-i Musa
Nasıra lı Mesih
Medineli Muhammed
Toplanır mı dağılan testi
Yoksa sefalet deryasında yıkanan
Dervişin keşkülünde taşlaşmış ekmek mi?
Yoksa!
Yoksa tapınakta yanan meşale mi?
Mansur Ene-l Hak demiştir bile
Ebu-zer çoktan Rebeze yolunu yarılamıştır
Sırça sarayında
Muaviye derin bir oh çeker
Ali, ardından bakmakta Ebu-zer’in
Çaresiz ve yaşlı gözlerle
Eyvahlar olsun
Fıravun a taş çıkartanlara kaldık...
03.12.2013
Ahmet BaygümüşKayıt Tarihi : 4.12.2013 10:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!